Mide kanseri nedir ve neden olur?

Mide kanseri, mide dokusunda başlayan ve kontrolsüz hücre büyümesiyle karakterize bir kanser türüdür. Normalde, hücrelerin büyümesi ve bölünmesi düzenli bir şekilde kontrol edilir. Ancak, bazı durumlarda bu kontrol mekanizmaları başarısız olur ve anormal hücre büyümesi ve bölünmesi meydana gelir. Bu durum, mide kanseri gibi kanserlerin gelişimine yol açabilir.

Mide kanserinin kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak bazı risk faktörleri şunlardır:

H. pylori enfeksiyonu: Helicobacter pylori (H. pylori) adlı bakteri, mide ve onikiparmak bağırsağı iltihabına neden olabilir ve zamanla mide kanseri riskini artırabilir.

Diyet: Tuzlu, tütsülü, tuzlu ve konserve gıdaların aşırı tüketimi mide kanseri riskini artırabilir. Aynı zamanda düşük sebze ve meyve tüketimi de riski artırabilir.

Sigara içmek: Sigara içmek mide kanseri riskini artırır. Sigara içenlerde mide kanseri gelişme olasılığı sigara içmeyenlere göre daha yüksektir.

Aşırı alkol tüketimi: Aşırı miktarda alkol tüketimi, mide kanseri riskini artırabilir.

Genetik faktörler: Ailede mide kanseri öyküsü olan kişilerde, genetik yatkınlık nedeniyle mide kanseri riski artabilir.

Yaş ve cinsiyet: Mide kanseri genellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerde daha sık görülür. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülme eğilimi vardır.

Önceki mide cerrahisi: Mide kanseri, mide cerrahisi geçiren kişilerde daha fazla görülebilir.

Belirtiler:
Mide kanserinin erken evrelerinde belirtiler genellikle belirsiz olabilir veya hiçbir belirti görülmeyebilir. Ancak, ilerleyen aşamalarda aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:

Karın ağrısı veya rahatsızlık
Mide bulantısı ve kusma
İştah kaybı ve kilo kaybı
İştahsızlık hissi veya doyma hissi
Yutma güçlüğü
Kanlı veya siyah renkli dışkılama (melena)
Yorgunluk ve halsizlik
İndirgenemeyen demir eksikliği anemisi (kronik kan kaybı nedeniyle)

Bunlar da ilginizi çekebilir


Mide kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Mide kanseri tedavisi, hastalığın evresine, kanserin yayılma derecesine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak çeşitli yöntemlerin bir kombinasyonunu içerebilir. Genellikle mide kanseri tedavisi şu yöntemlerden bir veya birkaçını içerir:

Cerrahi tedavi: Mide kanserinin tedavisinde cerrahi müdahale sıkça kullanılır. Ameliyat, kanserli mide dokusunun çıkarılması (gastrektomi) veya bazı durumlarda mideyi tamamen çıkarmayı içerebilir. Lenf düğümlerine yayılma varsa, bu düğümlerin de çıkarılması gerekebilir. Cerrahi genellikle kanserin erken evrelerinde uygulanır.

Radyoterapi: Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya kontrol altına almak için yüksek enerjili ışınların kullanılmasıdır. Mide kanserinde radyoterapi genellikle ameliyat öncesinde (neoadjuvan radyoterapi) veya ameliyat sonrasında (adjuvan radyoterapi) uygulanabilir. Ayrıca, kanserin semptomlarını hafifletmek için palyatif radyoterapi de kullanılabilir.

Kemoterapi: Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini engellemek için ilaçların kullanılmasıdır. Mide kanserinde kemoterapi genellikle cerrahi öncesi veya sonrasında kullanılır. Kemoterapi, radyoterapi ile birlikte (kemoradyoterapi) veya tek başına uygulanabilir. Ayrıca, ileri evrelerdeki mide kanserinde semptomları hafifletmek için palyatif kemoterapi de kullanılabilir.

Hedefe yönelik tedavi: Bazı mide kanseri tiplerinde, kanser hücrelerini hedefleyen özel ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar, kanser hücrelerinin büyümesini durdurabilir veya öldürebilir. Hedefe yönelik tedavi genellikle diğer tedavilerle birlikte veya ikinci bir tedavi seçeneği olarak kullanılır.

İmmünoterapi: İmmünoterapi, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini sağlayan ilaçların kullanılmasıdır. Mide kanseri tedavisinde immünoterapi bazen kullanılmaktadır ve bazı vakalarda olumlu sonuçlar elde edilebilmektedir.

Tedavi planı, hastanın bireysel durumuna ve kanserin evresine bağlı olarak onkologlar tarafından belirlenir. Tedavi genellikle multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştirilir, yani cerrahlar, radyasyon onkologları ve medikal onkologlar birlikte çalışır.

Mide kanseri risk faktörleri nelerdir?

Mide kanseri risk faktörleri, bireyin mide kanseri geliştirme olasılığını artıran çeşitli faktörlerdir. Bazı yaygın risk faktörleri şunlardır:

Helicobacter pylori enfeksiyonu: Bu bakteri, mide iç yüzeyinde enfeksiyona neden olabilir ve mide kanseri riskini artırabilir.

Sigara içmek: Sigara içmek, mide kanseri riskini artırmaktadır. Sigara içenlerde mide kanserine yakalanma olasılığı sigara içmeyenlere göre daha yüksektir.

Aşırı alkol tüketimi: Aşırı alkol tüketimi, mide kanseri riskini artırabilir. Düzenli ve fazla miktarda alkol tüketimi, mide kanserine yakalanma olasılığını artırabilir.

Aşırı tuz tüketimi: Yüksek miktarda tuz tüketimi, mide kanseri riskini artırabilir. Tuzlu gıdaların sık tüketimi, mide kanseri gelişimine katkıda bulunabilir.

Yetersiz beslenme: Dengesiz ve yetersiz beslenme, özellikle sebze ve meyve tüketiminin az olması, mide kanseri riskini artırabilir. Yetersiz lif alımı da mide kanseri gelişimine katkıda bulunabilir.

Ailesel geçmiş: Mide kanseri aile geçmişi olan kişilerde, mide kanseri riski daha yüksek olabilir. Ailesinde mide kanseri olan bireylerde, bu risk artabilir.

Yaş: Mide kanseri genellikle 50 yaşın üzerinde ortaya çıkar. Yaşın ilerlemesi, mide kanseri riskini artırır.

Cinsiyet: Erkeklerde mide kanseri riski, kadınlara göre daha yüksektir.

Mide polipleri: Mide polipleri, kanser öncesi durumlar olarak kabul edilir ve mide kanseri riskini artırabilir.

Önceki mide ameliyatı: Mide ameliyatı geçirmiş olanlarda, özellikle gastrik rezeksiyon (mide çıkartma) ameliyatı geçirmiş olanlarda mide kanseri riski artabilir.

Bu faktörler mide kanseri geliştirme riskini artırsa da, herkesin bu faktörlere sahip olması durumunda bile mide kanseri gelişmeyebilir. Ayrıca, bazı insanlar yukarıda belirtilen risk faktörlerine sahip olmadığı halde mide kanseri gelişebilir. Tedbirli olmak ve sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmak, mide kanseri riskini azaltmada önemli bir rol oynar.

Mide kanseri önlenebilir mi?

Mide kanserinin tamamen önlenebilmesi mümkün olmasa da, belirli önlemler alarak mide kanseri riskini azaltmak mümkündür. İşte mide kanseri riskini azaltmak için alınabilecek önlemler:

Helicobacter pylori enfeksiyonunu kontrol altında tutun: Helicobacter pylori bakterisi mide kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle, enfeksiyonun tespit edilmesi durumunda uygun antibiyotik tedavisi almak önemlidir. Enfeksiyonun erken dönemde tedavi edilmesi mide kanseri gelişimini engelleyebilir.

Sağlıklı beslenme: Dengeli ve sağlıklı bir beslenme tarzı benimsemek mide kanseri riskini azaltabilir. Sebzeler, meyveler, tam tahıllar, düşük yağlı süt ürünleri ve protein kaynakları gibi besinleri içeren bir beslenme düzeni benimsemek önemlidir. Ayrıca tuzlu, tütsülü, işlenmiş ve konserve yiyeceklerin tüketimini sınırlamak da önemlidir.

Sigarayı bırakmak ve alkol tüketimini sınırlamak: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi mide kanseri riskini artırır. Sigarayı bırakmak ve alkol tüketimini sınırlamak, mide kanseri riskini azaltmak için önemlidir.

Tütün ürünlerinden uzak durmak: Tütün ürünleri kullanmak mide kanseri riskini artırır. Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak sağlıklı bir seçimdir.

Güvenli gıda hazırlama ve depolama: Bakteriyel enfeksiyonları önlemek için gıdaların güvenli bir şekilde hazırlanması ve depolanması önemlidir. Gıdaları iyice pişirin, temiz hijyenik koşullarda hazırlayın ve bozulmuş veya tarihi geçmiş gıdaları tüketmeyin.

Ailesel geçmişi takip etmek: Ailede mide kanseri öyküsü varsa, düzenli kontroller yaptırmak ve doktorunuzla riskleri ve önlemleri tartışmak önemlidir.

İyi yaşam tarzı seçimleri: Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı bir kiloda kalmak ve stresi yönetmek, genel sağlık durumunu iyileştirerek mide kanseri riskini azaltabilir.

Mide kanseri riskini tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da, bu önlemlerle riski azaltmak mümkündür. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek ve risk faktörlerinden kaçınarak mide kanseri gelişimine karşı korunma sağlanabilir.

Mide kanseri tedavisinde radyoterapi kullanılır mı?

Evet, mide kanseri tedavisinde radyoterapi kullanılabilir. Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini kontrol altına almak için yüksek enerjili ışınların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Mide kanseri tedavisinde radyoterapi, cerrahi öncesi, cerrahi sırasında veya cerrahi sonrası olarak kullanılabilir. Radyoterapi aşağıdaki amaçlarla kullanılabilir:

Mide kanserinin küçültülmesi: Radyoterapi, kanserli tümörün boyutunu küçültmek için kullanılabilir. Bu, cerrahi işlem öncesi veya radyoterapiye yanıt veren kanserli dokunun çıkarılmasını kolaylaştırabilir.

Cerrahi sonrası tedavi: Mide kanseri ameliyatı sonrasında, radyoterapi kanser hücrelerinin tamamen yok edilmesine yardımcı olmak amacıyla kullanılabilir. Bu, kanserin tekrarlama riskini azaltabilir.

Semptomların hafifletilmesi: Mide kanseri ileri evrelerde ise, radyoterapi semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir. Örneğin, tümörün büyüklüğüne bağlı olarak mide kanamasını kontrol altına alabilir veya ağrıyı azaltabilir.

Radyoterapi genellikle bir dizi tedavi seansı şeklinde uygulanır. Tedavi süresi ve dozu, bireyin kanserin evresine, genel sağlık durumuna ve tedavi planına bağlı olarak belirlenir. Radyoterapi, bazı yan etkileri beraberinde getirebilir, ancak bu yan etkiler genellikle tedavi sona erdikten sonra azalır.

Mide kanseri tedavisinde radyoterapinin uygunluğu ve kullanımı, bireyin özel durumuna ve kanserin evresine bağlı olarak kanser uzmanı tarafından değerlendirilir. Tedavi seçenekleri ve planı, multidisipliner bir yaklaşımla belirlenir, yani bir cerrah, medikal onkolog ve radyasyon onkologu birlikte çalışarak en uygun tedavi planını belirler.

Mide kanseri tedavisinde kemoterapi kullanılır mı?

Evet, mide kanseri tedavisinde kemoterapi yaygın bir şekilde kullanılan bir tedavi seçeneğidir. Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini kontrol altına almak için kullanılan ilaçların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Mide kanseri tedavisinde kemoterapi çeşitli amaçlarla kullanılabilir:

Ameliyat öncesi tedavi: İleri evre mide kanseri olan bazı hastalarda kemoterapi, tümörün boyutunu küçültmek ve cerrahi işlemi daha etkili hale getirmek amacıyla ameliyat öncesi olarak uygulanabilir. Bu, kanserin cerrahi sırasında tamamen çıkarılmasını kolaylaştırabilir.

Ameliyat sonrası tedavi: Mide kanseri ameliyatı sonrasında, kemoterapi kanser hücrelerinin tamamen yok edilmesine yardımcı olmak ve kanserin tekrarlama riskini azaltmak amacıyla kullanılabilir. Bu, cerrahi sonrası dönemde tedaviyi tamamlar.

İleri evre veya metastatik kanser tedavisi: Mide kanseri ileri evrelerde ise veya metastaz yapmışsa, kemoterapi kanserin kontrol altına alınmasında ve semptomların hafifletilmesinde kullanılabilir. Bu durumda tedavinin amaçları arasında kanserin ilerlemesini durdurmak, tümör küçültmek veya semptomları hafifletmek bulunur.

Kemoterapi genellikle bir dizi tedavi seansı şeklinde uygulanır. Tedavi süresi ve ilaç kombinasyonu, bireyin kanserin evresine, genel sağlık durumuna ve tedavi planına bağlı olarak belirlenir. Kemoterapi, kanser hücreleri üzerinde etkili olmasının yanı sıra normal hücrelere de etki edebilir, bu nedenle yan etkileri olabilir. Ancak, modern tedavi yaklaşımları ve destekleyici önlemler sayesinde yan etkileri yönetmek mümkündür.

Mide kanseri tedavisinde kemoterapinin uygunluğu ve kullanımı, bireyin özel durumuna ve kanserin evresine bağlı olarak kanser uzmanı tarafından değerlendirilir. Tedavi seçenekleri ve planı, multidisipliner bir yaklaşımla belirlenir, yani bir cerrah, medikal onkolog ve radyasyon onkologu birlikte çalışarak en uygun tedavi planını belirler.

Mide kanseri olan kişilerin hayat tarzı nasıl olmalıdır?

Mide kanseri olan kişiler için sağlıklı bir hayat tarzı benimsemek önemlidir. İşte mide kanseri olan kişilerin dikkate almaları gereken bazı önemli noktalar:

Sağlıklı beslenme: Dengeli ve besleyici bir diyet benimsemek mide kanseri tedavisinde önemlidir. Taze sebzeler, meyveler, tam tahıllar, protein kaynakları (örneğin, tavuk, balık, baklagiller) ve düşük yağlı süt ürünleri gibi sağlıklı gıdaları içeren bir beslenme planı izlemek önemlidir. Aynı zamanda, işlenmiş, tuzlu, tütsülü ve yağlı gıdaların tüketimini sınırlamak da gereklidir.

Su tüketimi: Bol miktarda su içmek, vücudun ihtiyaç duyduğu sıvıyı sağlamaya yardımcı olur ve sindirim sistemini destekler.

Sigara ve alkol tüketiminden uzak durma: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi mide kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle, sigarayı tamamen bırakmak ve alkol tüketimini sınırlamak önemlidir.

Fiziksel aktivite: Düzenli fiziksel aktivite, genel sağlığın korunmasına ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olabilir. Hedeflenen bir egzersiz programı, mide kanseri tedavisi sırasında ve sonrasında önemlidir. Ancak, fiziksel aktivite düzeyi, bireyin genel sağlık durumu ve doktorun önerilerine göre belirlenmelidir.

Stres yönetimi: Stres, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir ve sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Stres yönetimi tekniklerini uygulamak, rahatlama ve gevşeme sağlamak için önemlidir. Yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri, yürüyüş gibi stres azaltıcı aktiviteler denenebilir.

Düzenli kontroller: Mide kanseri tedavisi sonrası, düzenli kontroller ve takipler önemlidir. Doktorunuzun önerdiği kontrolleri aksatmadan takip etmek, sağlık durumunuzu izlemek ve gerekirse erken teşhis için önemlidir.

Destek gruplarına katılım: Mide kanseri ile yaşayan kişiler için destek grupları, duygusal destek ve deneyim paylaşımı sağlar. Bu gruplara katılarak diğer insanlarla iletişim kurmak ve deneyimlerinizi paylaşmak faydalı olabilir.

Helicobacter pylori mide kanseri yapar mı?

Evet, helikobakter pylori mide kanseri yapabilir. Helikobakter pylori, midenin iç yüzeyini kaplayan mukoza adı verilen tabakaya yerleşir ve burada enfeksiyona neden olur. Bu enfeksiyon, mide mukozasında iltihaplanma ve hasara neden olur. Bu iltihap ve hasar, zamanla mide kanserine yol açabilecek bir takım değişikliklere neden olabilir.

Helikobakter pylori'nin mide kanserine nasıl neden olduğu tam olarak olarak anlaşılamamıştır. Ancak, bakterinin aşağıdakilere neden olaraak mide kanseri oluşturduğu düşünülmektedir:

  • Mide mukozasında iltihaplanmaya neden olmak
  • Mide mukozasının koruyucu tabakasını zayıflatmak
  • DNA hasarına neden olmak
  • Mide kanserine neden olan genlerin ekspresyonunu artırmak

Helikobakter pylori enfeksiyonu olan kişilerin mide kanseri geliştirme riski, enfeksiyonu olmayan kişilerden 2-3 kat daha yüksektir. Helikobakter pylori enfeksiyonu olan kişilerde mide kanseri gelişme riski, enfeksiyonun ne kadar uzun süre devam ettiğine ve enfeksiyonun ne kadar şiddetli olduğuna bağlı olarak değişir.

Helikobakter pylori enfeksiyonunu tedavi etmek, mide kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Helikobakter pylori enfeksiyonunun tedavisinde genellikle üç antibiyotik kullanılır. Bu tedavi genellikle etkilidir ve enfeksiyonu ortadan kaldırır.

Mide kanseri riskini azaltmak için aşağıdaki önlemleri alabilirsiniz:

  • Helikobakter pylori enfeksiyonundan kaçının. Bunun için hijyen kurallarına dikkat edin, temiz su için ve çiğ veya az pişmiş et, balık veya kabuklu deniz ürünleri tüketmeyin.
  • Sağlıklı beslenin. Meyve, sebze, tam tahıllar ve yağsız proteinler tüketin.
  • Düzenli egzersiz yapın.
  • Stresi azaltın.

Bu önlemleri alarak mide kanseri riskinizi azaltabilirsiniz.

Yeni SSS


Erkeklerde HPV aşısı, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından önemli bir koruma sağlar.  HPV Aşısının Erkeklerdeki Önemi: Kanser Koruması: HPV, hem erkeklerde hem de kadınlarda kanser ...


Gardasil, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonlarına karşı koruma sağlayan bir aşıdır. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüs grubudur ve bazı türleri rahim ağzı kanseri, anal kanser, genital siğiller ve diğer kanse ...


Lateral malleol kırığı, ayak bileğindeki dış kemik olan lateral malleolün (ayak bileğinin dış tarafındaki çıkıntı) kırılmasıdır. Bu tür kırıklar genellikle travma, burkulma veya düşme gibi olaylar sonucu meydana gelir. Lateral malleol, fibula adı verilen bacağın dış kemiklerinden ...


İskemik gliozis, beyindeki kan akışının azalması veya kesintiye uğraması sonucu oluşan hasara (iskemi) karşı, beyin destek hücrelerinin (glial hücreler) verdiği tepki sonucu oluşan bir tür skar dokusunu ifade eder. İskemi: Beyindeki be ...


İstanbul algoloji doktorları, anesteziyoloji ve reanimasyon, nöroloji veya fizik tedavi ve rehabilitasyon gibi bölümlerde uzmanlaşmış doktorlardır. Bu doktorlar, ağrı tedavisi konusunda ek eğitim alarak algoloji (ağrı tedavisi) uzmanı olurlar. ...


Proloterapi, kronik kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında kullanılan enjeksiyon bazlı bir tedavi yöntemidir. Temel amacı, zayıflamış, hasar görmüş veya dejenerasyona uğramış bağları, tendonları ve eklemleri güçlendirerek ağrıyı azaltmak ve fonksiyonu iyileştirmektir. ...


YNSA (Yamamoto New Scalp Acupuncture), Japon bilim insanı Dr. Toshikatsu Yamamoto tarafından geliştirilmiş bir mikrosistem akupunktur yöntemidir. Geleneksel Çin tıbbındaki vücut akupunkturundan farklı olarak, YNSA kafa derisindeki (skalp) belirli noktalara odaklanır. Bu noktaların vücudun farklı ...


İstanbul nöral terapi doktorları, genellikle aşağıdaki uzmanlık alanlarına sahip doktorlardır.  Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanları: Nöral terapi, en sık fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları tarafından uygulanan bir yöntemdir. Bu uzmanlar, sinir sistemi ...


Scheuermann kifozu, omurganın üst kısmında, yani sırt bölgesinde, aşırı bir kamburluğa neden olan bir durumdur. Normalde omurga hafif bir eğriye sahipken, Scheuermann kifozunda bu eğri belirginleşir ve sırt kambur görünür. Genellikle ergenlik döneminde başlar ve büyüme tamamlandığında durur. ...


Transözefageal Ekokardiyografi (TEE), kalbin yapısını ve fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Normal ekokardiyografiden (EKO) farklı olarak, TEE'de ultrason probu yemek borusundan geçirilir. Yemek borusu kalbin hemen arkasında yer aldığı için ...


Damar yoluyla demir tedavisi (intravenöz demir tedavisi), demir eksikliği anemisi olan ve ağızdan demir takviyesi alamayan veya bu tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda kullan ...


Kimyasal gebelik, döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesine rağmen sağlıklı bir şekilde gelişemeyip çok erken dönemde düşük ile sonuçlanan bir durumdur. Genellikle gebeliğin ilk 5 haftasında meydana gelir ve birçok kadın bu durum ...


Mol gebeliği (üzüm gebeliği), nadir görülen ve anormal bir gebelik türüdür. Normalde döllenmiş yumurta, embriyo ve plasentayı oluştururken, mol gebeliğinde plasenta a ...


Miyopatik sinyal saptanmadı ifadesi, yapılan tetkiklerde (muhtemelen EMG veya MR gibi) kaslarda herhangi bir hasar veya işlev bozukluğu belirtisine rastlanmadığı anlamına gelir. Miyopati, kas liflerinin çeşitli nedenlerle (genetik, iltihabi, ...


C6-C7 düzeyinde korda bası, boyun omurlarınızın C6 ve C7 numaralı omurları arasındaki disk fıtıklaşmasının omuriliğinize baskı yaptığı anlamına gelir. Omurilik, beyinden gelen sinirlerin geçtiği ve vücudun çeşitli bölgelerine dağıldığı çok önemli bir yapıdır. Bu nedenle ...