FMF belirtileri nelerdir?

FMF'nin (Familial Mediterranean Fever) belirtileri ataklar halinde ortaya çıkar. Ataklar genellikle birkaç saat ile üç gün arasında sürer ve ardından semptomsuz bir dönem başlar. Her hasta farklı belirtiler deneyimleyebilir, ancak FMF'nin yaygın belirtileri şunlardır:

Karın ağrısı: Şiddetli ve kramp tarzında karın ağrıları en sık görülen belirtidir. Ağrılar genellikle alt karın bölgesinde yoğunlaşır. Karın ağrısı atakları genellikle birkaç saat ile üç gün arasında sürer ve kendiliğinden geçer.

Ateş: Ataklar sırasında ateş yükselmesi görülür. Ateş genellikle 38-40°C arasında olabilir ve birkaç gün sürebilir. Ateşli dönemler arasında normal vücut sıcaklığına dönülür.

Eklem ağrısı: Eklem ağrıları, özellikle diz ve ayak bileklerinde hissedilen ağrılar sık görülür. Eklem ağrıları ataklar sırasında ortaya çıkar ve atak sona erdikten sonra geçer.

Göğüs ağrısı: Göğüs ağrısı, bazen kalp kriziyle karıştırılabilen, şiddetli bir ağrıdır. Göğüs ağrısı atakları genellikle kısa sürelidir.

Yorgunluk ve halsizlik: Ataklar sırasında yorgunluk, halsizlik ve genel bir huzursuzluk hissi ortaya çıkabilir. Bu belirtiler, atak sırasında enerji düşüklüğüne bağlı olarak ortaya çıkar.

İnflamasyon belirtileri: Atak sırasında, bazen atak bölgesinde (karın veya eklem) hafif bir şişlik veya kızarıklık görülebilir. Ancak bu belirtiler her zaman ortaya çıkmayabilir.

FMF belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve her atakta aynı belirtiler ortaya çıkmayabilir. Ataklar arasında, hastalar genellikle semptomsuzdur. FMF teşhisi için belirtilerin değerlendirilmesi ve genetik testler yapılması önemlidir. Doğru teşhis ve uygun tedavi ile semptomların kontrol altına alınması mümkündür.

Bunlar da ilginizi çekebilir


FMF hastalığı nedir?

FMF hastalığı ailevi akdeniz ateşi olarak da bilinir. Karın ağrısı, eklem ağrısı, eklemlerde şişme ve ateş ile kendini gösterir. Belirtiler ataklar halinde görülür ve 3-4 gün kadar sürer. Perion adı verilen karın zarı, akciğer zarı ve eklemlerin içini döşeyen tabalarda iltihaplanma olur. 

Akdeniz ateşi (FMF) ülkemizde hangi bölgelerde sık görülür?

Akdeniz ateşi (FMF) hastalığı Türkiye’de her 1000 kişiden yaklaşık olarak 1 ila 3 kişi de görülmektedir. Türkiye'de hastalık Akdeniz bölgesinde değil, daha çok İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesindeki şehirlerde görülür. Hastalığın bu bölgelerde sık görülmesinin nedeni, bu bölgelerin çevresel  özellikleri ve iklimi değil, FMF hastalarının aile kökenlerinin bu bölgelerde yaşıyor olmasıdır. 

Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) hastalığı olanlar polis olabilir mi?

Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) hastalığı olan kişiler, Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliğine göre polis memuru olamazlar. Polis memuru olabilmek için kişilerde bazı şartlar aranmaktadır. Polis adayında bazı hastalıkların olmaması gerekir. Bu hastalıklardan biri de sürekli ilaç kullanımını gerektiren ailevi akdeniz ateşi hastalığıdır. Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliğine göre FMF hastalığı polislik için engel teşkil etmektedir.

Akdeniz ateşi (FMF) hastalığı hangi şehirlerde daha sık görülür?

FMF, tekrarayan ateş ya da ailevi akdeniz ateşi hastalığı karın ağrısı ve eklem ağrısı ile kendini gösteren genetik geçişli bir hastalıktır. FMF hastalığı ülkemizde daha çok Sivas, Tokat, Kayseri, Yozgat, Çankırı, Kastamonu, Çorum, Erzincan, Ankara, Kars  illerinde görülmektedir. 

FMF nedir?

FMF (Familial Mediterranean Fever), kalıtsal bir otoinflamatuar hastalıktır. Akdeniz Ailesel Ateşi olarak da bilinir. Bu hastalık, özellikle Akdeniz bölgesine özgü olarak görülen ve genetik bir geçiş gösteren bir hastalıktır.

FMF genellikle çocukluk veya genç yetişkinlik döneminde başlar, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Hastalık nöbetler halinde ortaya çıkar ve tekrarlayan ataklar şeklinde seyreder. Ataklar sırasında kişide aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:

Karın ağrısı: Şiddetli ve kramp tarzında karın ağrıları en yaygın belirtidir. Ağrılar genellikle alt karın bölgesinde yoğunlaşır.

Ateş: Ateş yükselmesi, atakların en sık görülen belirtisidir. Ateş genellikle 38-40°C arasında olabilir ve birkaç gün sürebilir.

Eklem ağrısı: Eklem ağrıları, özellikle diz ve ayak bileklerinde hissedilen ağrılar sık görülür. Eklem şişliği ve kızarıklığı da eşlik edebilir.

Göğüs ağrısı: Göğüs ağrısı, bazen kalp kriziyle karıştırılabilen, şiddetli bir ağrıdır. Göğüs ağrısı atakları genellikle kısa sürelidir.

Yorgunluk ve halsizlik: Ataklar sırasında yorgunluk, halsizlik ve genel bir huzursuzluk hissi ortaya çıkabilir.

FMF, genetik bir mutasyon sonucu oluşan bir hastalıktır. Hastalar, MEFV geninde bulunan belirli mutasyonları taşırlar. Bu genin etkilenmesi, vücutta inflamasyona neden olan bir proteinin düzensiz üretimine yol açar.

FMF teşhisi, belirtilerin değerlendirilmesi ve genetik testlerle konulur. Tedavi genellikle atakları kontrol altına almayı hedefler. Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) ve kolşisin (gut tedavisinde kullanılan bir ilaç) atakları önlemek ve hafifletmek için yaygın olarak kullanılır.

FMF, ömür boyu devam eden bir durumdur. Tedavi ve düzenli kontrollerle semptomların kontrol altında tutulması mümkündür. Bu nedenle, FMF tanısı konulan bir kişinin düzenli olarak doktoruyla iletişimde olması ve tedavi planına uyması önemlidir.

FMF nasıl teşhis edilir?

FMF'nin (Familial Mediterranean Fever) doğru teşhisi için genellikle aşağıdaki yöntemler kullanılır:

Semptomların değerlendirilmesi: Doktor, hastanın semptomlarını ve semptomların sıklığını dikkatlice değerlendirir. Karın ağrısı, ateş, eklem ağrısı gibi tipik FMF semptomlarının sıklığı ve süresi göz önünde bulundurulur.

Aile öyküsü: FMF genetik bir hastalıktır ve ailelerde yaygın olarak görülür. Hastanın aile öyküsü değerlendirilir ve ailede benzer semptomlarla FMF tanısı konmuş kişilerin olup olmadığı araştırılır.

Genetik testler: FMF'nin nedeni MEFV genindeki belirli mutasyonlardır. Genetik testler, hastanın MEFV genindeki mutasyonları belirlemek için yapılır. Genellikle kan örneği alınarak bu testler gerçekleştirilir. Pozitif bir genetik test sonucu, FMF tanısını destekler.

FMF tanısı koymak için genellikle bu üç yöntem birlikte kullanılır. Belirtiler ve aile öyküsü FMF şüphesini doğrulayabilir, ancak genetik testler kesin tanıyı koymada yardımcı olur.

FMF tanısı konulduktan sonra, tedavi planı oluşturulur ve hastanın semptomları kontrol altına alınmaya çalışılır. Tedavi genellikle atakları önlemek veya hafifletmek için ilaçlar kullanmayı içerir. Hastalar, düzenli olarak doktorlarıyla iletişimde olmalı ve belirtilerinde herhangi bir değişiklik olduğunda doktora başvurmalıdır.

FMF tedavisi mümkün müdür?

Evet, FMF (Familial Mediterranean Fever) tedavi edilebilir bir hastalıktır. FMF tedavisi, genellikle atakları kontrol altına almayı ve semptomların şiddetini azaltmayı hedefler. Aşağıda FMF tedavisinde kullanılan yöntemler ve ilaçlar bulunmaktadır:

Kolşisin: Kolşisin, FMF tedavisinde en yaygın kullanılan ilaçtır. Kolşisin, atakları önlemek veya hafifletmek için kullanılır. Düzenli olarak kolşisin kullanımı, atak sıklığını azaltabilir ve semptomların şiddetini azaltabilir.

NSAID'ler: Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID'ler), FMF ataklarının kontrol altına alınmasında yardımcı olabilir. Bu ilaçlar, ateş, ağrı ve iltihaplanma gibi semptomları hafifletebilir.

İnterferonlar: Bazı durumlarda, kolşisin ve NSAID'lerin yeterli olmadığı durumlarda interferonlar kullanılabilir. İnterferonlar, vücuttaki inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir.

Diğer ilaçlar: Nadir durumlarda, atakları kontrol altına almak için kortikosteroidler veya immünsüpresan ilaçlar kullanılabilir. Bunlar genellikle kolşisin ve diğer ilaçların yeterli olmadığı durumlarda tercih edilir.

FMF tedavisi, her hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre düzenlenir. Tedavi planı, semptomların şiddetine, atakların sıklığına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Tedavinin amacı, atakları azaltmak, semptomları hafifletmek ve uzun vadeli komplikasyonları önlemektir.

FMF hastaları, düzenli olarak doktorlarıyla takip edilmeli ve tedavi planına uygun olarak ilaçlarını düzenli olarak kullanmalıdır. Ayrıca, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek, stresi azaltmak ve tetikleyici faktörlerden kaçınmak da tedaviyi destekleyebilir.

FMF nasıl önlenebilir?

FMF (Familial Mediterranean Fever) genetik bir hastalıktır ve şu anda tamamen önlenebilecek bir yöntem bulunmamaktadır. FMF'nin nedeni MEFV genindeki belirli mutasyonlardır ve bu mutasyonlar doğuştan gelir. Bu nedenle, FMF'yi tamamen önlemenin bir yolu yoktur.

Ancak, FMF ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmak için bazı önlemler almak mümkündür. Aşağıda, FMF ataklarını önlemek veya azaltmak için bazı önlemler bulunmaktadır:

Tedaviye uyum: FMF teşhisi konmuş bir kişi, doktorunun önerdiği tedavi planına düzenli olarak uyum sağlamalıdır. Tedavi genellikle kolşisin adı verilen ilaçların kullanılmasını içerir. İlaçların düzenli olarak kullanılması, atakların sıklığını azaltabilir ve semptomların kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir.

Tetikleyici faktörlerden kaçınma: Bazı durumlarda, FMF ataklarını tetikleyen faktörler vardır. Bunlar kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak ateşli enfeksiyonlar, stres, düzensiz uyku, aşırı yorgunluk gibi faktörler atakları tetikleyebilir. Bu nedenle, bu faktörlerden kaçınmak veya azaltmak önemlidir.

Sağlıklı yaşam tarzı: Genel sağlığın korunması, FMF ataklarının kontrol altına alınmasında önemlidir. Dengeli ve besleyici bir diyet, düzenli egzersiz yapma, yeterli uyku almak, stresten uzak durmak gibi sağlıklı yaşam tarzı faktörleri genel sağlığı destekler ve atakları azaltabilir.

FMF'yi tamamen önlemek mümkün olmasa da, uygun tedavi ve önlemlerle semptomların kontrol altına alınması ve atakların sıklığının azaltılması mümkündür. FMF teşhisi konmuş bir kişi, düzenli olarak doktoruyla iletişimde kalmalı, tedavi planını takip etmeli ve semptomlarda herhangi bir değişiklik olduğunda doktora başvurmalıdır.

FMF genetik midir?

Evet, FMF (Familial Mediterranean Fever) genetik bir hastalıktır. FMF, MEFV (Mediterranean Fever) genindeki mutasyonlar nedeniyle oluşur. MEFV geni, pyrin adı verilen bir proteinin üretiminden sorumludur. FMF hastalarında, MEFV genindeki mutasyonlar pyrin proteininin normal işlevini etkiler ve inflamasyonu düzenleme yeteneğini bozar.

FMF kalıtsal bir hastalıktır, yani bir kişinin hastalığı geliştirme riski, MEFV geninde mutasyona sahip olmasına bağlıdır. Ebeveynlerinden mutasyonlu MEFV genini miras alan kişiler, FMF geliştirme riski altındadır. Ancak, her mutasyonlu gen taşıyan kişi FMF semptomları geliştirmeyebilir. Bazı kişilerde mutasyonlar semptomsuz kalabilir veya semptomlar hafif olabilir, bu durumda taşıyıcı olarak adlandırılırlar.

FMF genetik bir hastalık olduğundan, ailede benzer semptomları olan bireylerin olması hastalığın teşhisi ve tanısı açısından önemlidir. Genetik testler, MEFV genindeki mutasyonları tespit ederek FMF teşhisine yardımcı olabilir. Eğer bir kişiye FMF teşhisi konulursa, ailedeki diğer bireylerin de test edilmesi ve gerektiğinde tedavi edilmesi önemlidir.

FMF'nin tam olarak nasıl ve neden ortaya çıktığı tam olarak anlaşılamamıştır, ancak genetik faktörlerin hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir.

Ailesel Akdeniz Ateşi (FMF) sadece Akdeniz bölgesinde mi görülür?

Ailesel Akdeniz Ateşi (FMF) sadece Akdeniz bölgesinde görülmez, diğer bölgelerde de görülür. Ancak bu bölgelerde daha sık götrülür. Özellikle Mezopotamya, Kafkasya bölgesinde yaşayan Yahudiler, Ermeniler, Araplar, Türkler'de daha sık görülmektedir. Akdeniz civarındaki İtalya, Yunanistan ve Kuzey Afrika ülkelerinde de görülür. Ülkemizde ise FMF, Akdeniz bölgesinden çok, kökleri İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu bölgelerine dayanan kişilerde daha sık görülmektedir. 

Yeni SSS


Penis akıntısı, penisin ucundan gelen, idrar veya meni olmayan bir sıvıdır. Bu akıntının çeşitli türleri ve nedenleri vardır.  Penis akıntısı Penis akıntısı, genellikle enfeksiyonlar veya iltihaplanma nedeniyle penisten gelen sıvıdır. En yaygın nedenler cins ...


Hemofili A, kanın pıhtılaşmasını etkileyen genetik bir bozukluktur. Bu hastalık, pıhtılaşma sürecinde kritik bir rol oynayan Faktör VIII proteininin eksikliği veya yetersizliği nedeniyle ortaya çıkar. Hemofili A, kalıtsal bir ...


Bilgisayarlı Tomografi (BT), vücudun iç yapılarının ayrıntılı görüntülerini elde etmek için kullanılan gelişmiş bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Röntgen ışınları ve bilgisayar teknolojisi bir araya getirilerek kemikler, organlar, yumuşak dokular ve kan damarları gibi iç yapıları ...


Ultrason, yüksek frekanslı ses dalgaları kullanarak vücudun iç yapılarının görüntülenmesini sağlayan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Bu ses dalgaları, farklı dokulardan farklı şekilde yansıyarak bir görüntü oluşturur. Ultrason, radyasyon kullanmadığı için güvenli kabul edilir v ...


Ultrason genellikle çekilecek bölgeye göre aç veya tok karna çekilebilir. Çoğu karın bölgesi ultrasonu için 8-12 saatlik açlık gerekir. Bunun nedeni, yiyeceklerin sindirim sistemini etkileyerek ultrason görüntüsünün netliğini bozabilmesidir. Ancak bazı ul ...


Vajinadan peynir kesiği şeklinde akıntı, genellikle vajinal kandidiyazis olarak bilinen bir mantar enfeksiyonuna işaret eder. Kandidiyazis, Candida albicans adı verilen bir mantara bağlı olarak oluşur. Belirtileri arasında: Kalın, beyaz ve peynirimsi akıntı ...


Doğum kontrol hapı, istenmeyen gebelikleri önlemek için kullanılan hormonal ilaçtır. Genellikle östrojen ve progestin hormonlarının bir kombinasyonunu içerirler, ancak sadece progestin içeren haplar da mevcuttur. Doğum kontrol hapları etki mekanizmaları; ...


Yasmin, gebeliği önlemek için kullanılan bir kombine oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) olup, içerdiği hormonlar nedeniyle vücuttaki doğal hormonları düzenleyerek yumurtlamayı engeller. Ayrıca, rahim iç ...


Profolmix besin takviyeleri, çeşitli sağlık ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirilmiş bir dizi besin takviyesidir. Farklı formülleriyle, kadın sağlığından bağışıklık sistemine, şeker metabolizmasından enerji seviyelerine kadar birçok alanda destek sunmayı amaçlar. Pro ...


Ella, bir tür acil kontrasepsiyon ilacıdır ve genellikle korunmasız cinsel ilişki sonrası hamileliği önlemek için kullanılır. Aşağıda Ella'nın sıkça sorulan sorularına (SSS) yanıt bulabilirsiniz: Ella Nedir? Ella, korunmasız cinsel ilişkiden sonra veya doğum ...


SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu), hastaların sağlık hizmetlerinden daha kolay yararlanabilmesi ve bazı sağlık harcamalarından muaf tutulabilmesi için kronik hastalıkları kapsayan bir liste tutar. Bu listede yer alan hastalıklar genellikle uzun süreli tedavi ve bakım gerektiren, kişinin yaşam kalitesi ...


Topuk dikeni (plantar fasiit) hakkında sıkça sorulan sorular ve cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz; Topuk dikeni nedir? Topuk dikeni, ayak tabanındaki plantar fasya adı verilen bağ dokusunun iltihaplanması ve topuk kemiğine (kalkaneus) yakın bir bölgede kemi ...


Gliotik odak, genellikle beyin dokusunda hasar veya iltihaplanma sonrası oluşan skar dokusunu ifade eder. Bu durum, birçok farklı beyin hastalığı veya yaralanması sonrası görülebilir. Gliotik odak hakkında sıkça sorulan sorular ve yanıtları aşağıda bulabilirsiniz: Glio ...


Bronşektazi, akciğer içindeki hava yollarının (bronşların) geri dönüşümsüz bir şekilde genişlemesi ve hasar görmesi sonucu oluşan kronik bir akciğer hastalığıdır. Bu genişleme, bronşların normal yapısının bozulmasına ve mukus ...


Plöroparankimal bant formasyonları, akciğerleri çevreleyen zar olan plevra ile akciğer dokusu arasındaki yapışıklıkları ifade eder. Bu yapışıklıklar genellikle daha önce geçirilmiş enfeksiyonlar, iltihaplanmalar veya cerrahi müdahaleler sonucu oluşabilir. Plörop ...