Karaciğer Yağlanması Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Karaciğer yağlanması, erişkin toplumun yaklaşık olarak %35îni etkileyen çok önemli bir sağlık sorunudur. Karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinin yağlanmasıdır. Son yıllarda insülin direnci ve şeker gibi bütün modern toplumlarda salgın hastalık haline gelmiştir. Öyle ki eskiden sadece erişkinlerde görülen bu durum artık 8-9 yaşındaki çocuklarda dahi görülebiliyor. Karaciğer yağlanması, uzun süre belirti vermediğinden sessizce ilerler ve sağlığımıza çok ciddi zararlar verir. İnsülin direnci ve karaciğer yağlanması oranı yaş arttıkça artar. Hastalıktan ziyade bizim yaşam tarzımızdan ve özellikle beslenmemizden kaynaklanan bir metabolik bozukluktur. Aldığımız fazla kalorilerin yağa dönüştürülerek karaciğerde birikmesinden kaynaklanır. Zaman içinde bu yağlanma artar ve karaciğerin fonksiyonlarına zarar vermeye başlar.
Karaciğer yağlanmasının evreleri nelerdir?
Karaciğer yağlanması tedavi edilmediği ve ilerlediği takdirde zaman içinde karaciğerde hepatite, karaciğer sirozuna ve sonunda da karaciğer kanserlerine neden olabiliyor. İkinci safha genellikle tedavi edilebilir ve geriye çevrilebilir bir safhadır. Üçüncü safha tam olarak geriye çevrilemese de düzeltilebilir bir durumdur. Dördüncü safha ise artık siroz gelişimine doğru giden bir karaciğerdir ve bunun telafisi yoktur.
Karaciğer yağlanmasına neden olan faktörlerin aynısı aynı zamanda insülin direncine ve şeker hastalığına yol açmaktadır. Bunun sonu da kalp damar hastalıklarıdır. Şeker hastalığı ile karaciğer yağlanması çoğu zaman kol kola seyreder. Bu durumda sorulacak soru önce sirozdan mı yoksa şeker hastalığı veya kalp damar hastalıklarından mı şikayetçi olacağınızdır.
Karaciğer yağlanmasının nedenleri nelerdir?
Karaciğer yağlanmasının tedavisi için önce nedenlerini anlamamız lazım. Fazla kaloriler şeker ve karbonhidratlardan olduğu gibi hayvansal yağlardan ve hatta proteinlerden de gelebiliyor. Neden olan gıdaların başında aşırı miktarda tüketilen şeker gelmektedir. Kullanmış olduğumuz sofra şekeri yani sukroz iki molekülden oluşur. Glikoz ve fruktoz. Glikoz hücrelerimizin primer yakıtı ancak şekerin fruktoz kısmı bir şeker olmasına karşın metabolizmamız tarafından bir enerji kaynağı kaynağı olarak kullanılamamaktadır. Fruktoz kullanılmadan doğrudan karaciğere gider ve burada yağa dönüştürülür. Şekerden daha zararlısı gıda sanayisinde yaygın olarak kullanılan ve mısır şurubu denilen yüksek fruktoz içeren mısır şurubudur.
Şekerin yanında aşırı miktarda tüketilen hayvansal yağlar, proteinler ve bitkisel yağlarda karaciğer yağlanmasına önemli katkıda bulunurlar. Tüketim alışkanlıklarımız ve yaşam şeklimiz değişmediği sürece bu sorunumuz giderek artar.
Karaciğer yağlanmasının belirtileri nelerdir?
Yağlanma arttıkça hücrelerimizin fonksiyonları bozulmaya başlar ve görevlerini yerine getiremezler. Bu durumun ilk belirtisi kanda ALT ve AST değerlerinin yükselmesi olarak karşımıza çıkar. Bu değerler karaciğerdeki hasarı göstermektedir. Ayrıca karaciğer ultrasonografisi ile karaciğerin yağlandığı net olarak görülebilir.
Yağ depolama kapasitesi sınırlıdır. Bir süre sonra bu kapasite dolunca bu fazla yağlar kana taşmaya başlarlar ve yapılan bir kan testi ile bu durum fark edilir. Karaciğer yağlanmasının bir etkisi de yağlanan bu hücrelerin insüline karşı hassasiyetlerinin azalmasıdır. Yani karaciğerde insülin direnci gelişir. Bu durum zaman içerisinde ilerleyerek dört dörtlük şeker hastalığına dönüşür.
Karaciğer yağlanmasının tedavisi mümkün mü?
Eğer geriye dönülmez bir safhaya gelinmediyse gerekli önlemler ile karaciğer yağlanması geriye çevrilebiliyor. Şeker ve tatlıları kısıtlayın ve mümkünse bir süre hiç kullanmayın. Şekerli meşrubatlardan kaçının. Mısır şurubu içeren hazır gıda ve tatlılardan kaçının. Hayvansal yağları tüketmemeye gayret edin. Yağlı kırmızı et, sakatat, süt, yumurta, peynir, tereyağı ve bitkisel yağlardan kaçının.
Lifli sebze ve salataların tüketilmesine ağırlık verin. Brokoli, lahana, karnabahar, pırasa, ıspanak ve her türlü yeşillik faydalı olacaktır. Günde yumruğunuz boyutunda 1 porsiyon meyve tüketmeye özen gösterin. Her türlü bakliyat tüketilebilir.
En etkili önlemlerden bir tanesi de aralıklı oruçtur. Aralıklı oruç ile metabolizma normalleşir, insülin düşer ve yağlanma azalır.
Kaynaklar:
- American Liver Foundation. About the Liver. (https://liverfoundation.org/for-patients/about-the-liver/) Accessed 11/9/2021.
- Wong T, Dang K, Ladhani S, Singal AK, Wong RJ. Prevalence of Alcoholic Fatty Liver Disease Among Adults in the United States, 2001-2016. (https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2732559) JAMA. 2019;321(17):1723–1725. Accessed 11/9/2021.
- National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Disorders. Nonalcoholic Fatty Liver Disease & NASH. (https://www.niddk.nih.gov/health-information/liver-disease/nafld-nash) Accessed 11/9/2021.
- U.S. Department of Health and Human Services. Dietary Guidelines 2015-2020: Alcohol. (https://health.gov/our-work/food-nutrition/2015-2020-dietary-guidelines/guidelines/appendix-9/) Accessed 11/9/2021.
- Genetics Home Reference. Nonalcoholic Fatty Liver Disease. (https://ghr.nlm.nih.gov/condition/non-alcoholic-fatty-liver-disease#inheritance) Accessed 11/9/2021.