Anemi cinsiyet, yaş ve etnik kökene bağlı olarak farklılık gösterir mi?

Evet, anemi cinsiyet, yaş ve etnik kökene bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bazı çalışmalar, kadınların erkeklere göre anemiye daha yatkın olduğunu göstermiştir. Bu, kadınların adet döngüleri sırasında kan kaybına daha yatkın olmalarından kaynaklanabilir. Yaş da anemiye neden olabilecek faktörler arasında yer alabilir. Örneğin, yaşlı insanlar gastrointestinal kanama veya kronik hastalıklar gibi diğer sağlık sorunlarına daha yatkındır ve bu da anemiye neden olabilir. Etnik köken de anemi prevalansını etkileyebilir. Örneğin, Afrika kökenli Amerikalılar arasında sıklıkla görülen orak hücreli anemi, Kuzey Avrupa kökenli insanlar arasında nadir görülür.

Bunlar da ilginizi çekebilir


Anemi (kansızlık) nedir?

Anemi ya da kansızlık, kanda bulunan hemoglobin ya da kırmızı kan hücrelerinin azalmasıdır. Hemoglobin, eritrosit adı verilen kırmızı kan hücrelerinde bulunan bir maddedir. Bu madde kana rengini verir. Oksijenin hücrelere taşınması bu madde tarafından gerçekleştirilir. Kanda bulunan hemoglobin miktarının normal seviyenin altına düşmesine anemi denir. Yine eritrosit (alyuvarl) adı verilen hücrelerin sayısının azalmasına anemi (kansızlık) adı verilir. Aneminin birçok çeşidi bulunur.

Anemi (kansızlık) nasıl geçer?

 Anemi halk arasında kansızlık olarak bilinir. Toplumda çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur. Birçok farklı anemi tipi vardır. Tedavi, aneminin türüne göre uygulanır. Her anemi tipine göre özgü bir tedavi yöntemi bulunmaktadır. Öncelikle aneminin türü tespit edilir ve ona göre tedavi uygulanır. 

Demir eksikliği anemisi nedir?

Demir eksikliği anemisi, en sık görülen anemi türüdür. Adından da anlaşılacağı gibi demir eksikliğine bağlı olarak gelişir. Anemi, kanda yeterli sayıda eritrosit (alyuvar hücresi) bulunmaması durumudur. Demir, eritrosit adı verilen kan hücrelerinin yapımında kullanılan bir mineraldir. Eksikliğinde yeteri kadar eritrosit yapılamaz ve anemi oluşur.  

Demir eksikliği anemisi belirtileri nelerdir?

Demir eksikliği anemisi belirtileri, kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir. Belirtiler ayrıca aneminin derecesine göre de değişir. Aneminin şiddeti arttıkça belirtiler de değişkenlik gösterir. En sık görülen demir eksikliği anemisi belirtileri şunlardır; 

  • Çabuk yorulma, bitkinlik, halsizlik ve güçsüzlük 
  • Nefes darlığı 
  • Cilt renginin soluk olması
  • Saçlarda dökülme
  • Tırnaklarda kırılma
  • Uyku isteği
  • Sabahları yataktan yorgun olarak kalkma 
  • Baş ağrısı
  • Kulaklarda çınlama ve uğultu hissi
  • Dudaklarda ve ağız kenarlarında çatlama ve yaralar
  • Dikkati toplamada zorluk
  • El ve ayaklarda uyuşma
  • Çabuk üşüme
  • Genel sinirlilik hali

Demir eksikliği anemisi nedenleri nelerdir?

Demir eksikliği anemisi nedenleri arasında beslenme bozuklukları ve bozukluklar bulunmaktadır. Demir eksikliği anemisi, aneminin en sık görülen nedenidir. Demir eksikliğine bağlı olarak gelişir. Demir, eritrosit adı verilen kan hücrelerinin yapımında kullanılan bir mineraldir. Eksikliğinde yeteri kadar eritrosit yapılamaz ve anemi oluşur.  Demir eksikliği anemisi nedenleri şunlardır;

  • Kronik kanamalar
  • Bağırsak parazitleri
  • Düzensiz ve sağlıksız beslenme
  • Aşırı adet kanaması
  • Etin fazla pişirilerek tüketilmesi
  • Bağırsaklardan demir emilimini azaltan çay ve kahve gibi içeceklerin aşırı tüketilmesi
  • Gebelik ve emzirmeye bağlı artan demir tüketiminin yerine konmaması
  • Jinekolojik hastalıklar
  • Spiral kullanımı
  • Böbrek yetmezliği
  • Diyaliz tedavisi
  • Kanser

Anemi (kansızlık) belirtileri nelerdir?

Anemi yani kansızlık belirtileri arasında en sık görüleni halsizliktir. Anemisi olan kişi kendini sürekli yorgun ve bitkin hisseder. Günlük işlerini yapmak ta zorlanır. Aneminin diğer belirtileri ise nefes darlığı, göğüs ağrısı, baş dönmesi, baş ağrısı, çobuk üşüme, el ve ayaklarda soğukluk ve soluk cilttir. Anemi belirtileri, kanszılığın drecesine göre değişir. Hafif ve orta derecede olan anemilerde belirtiler daha hafiftir veya hiç olmayabilir.

Anemi nedir ve belirtileri nelerdir?

Anemi, vücudun yeterli miktarda sağlıklı kırmızı kan hücresi üretemediği veya kırmızı kan hücrelerinin normal fonksiyonunu yerine getiremediği bir durumdur. Anemi belirtileri şunları içerebilir: yorgunluk, halsizlik, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, ciltte solukluk, el ve ayaklarda soğukluk, iştah kaybı ve kilo kaybı, dilde şişlik ve ülseler, ruh hali değişiklikleri ve konsantrasyon bozukluğu gibi belirtiler olabilir.

Anemiye neden olan faktörler nelerdir?

Anemiye neden olan birçok faktör vardır. En sık görülen nedenler şunlardır:

Demir eksikliği: Vücut, sağlıklı kırmızı kan hücreleri üretmek için yeterli demir alamadığında anemi gelişir.

Vitamin eksiklikleri: B12 vitamini, folik asit ve C vitamini eksiklikleri anemiye neden olabilir.

Kan kaybı: Aşırı adet kanaması, gastrointestinal kanama, yaralanmalar veya cerrahi müdahaleler nedeniyle kan kaybı anemiye yol açabilir.

Kronik hastalıklar: Bazı kronik hastalıklar, özellikle böbrek hastalığı, kanser, romatoid artrit ve kronik enfeksiyonlar anemiye neden olabilir.

Genetik faktörler: Kalıtsal hastalıklar, özellikle orak hücreli anemi gibi hastalıklar, anemiye neden olabilir.

Diğer faktörler: Kansızlaştırıcı ilaçlar, aşırı alkol tüketimi, tiroid hastalıkları ve hamilelik gibi faktörler de anemiye neden olabilir.

Anemi teşhisi nasıl konur?

Anemi teşhisi için öncelikle bir doktor tarafından detaylı bir tıbbi geçmiş alınır ve fizik muayene yapılır. Muayene sırasında kan basıncı, kalp atış hızı, solunum hızı, cilt rengi, dişeti rengi, lenf bezleri ve karaciğer gibi organlar kontrol edilir.

Anemi teşhisi konulması için kan testleri yapılır. En yaygın kullanılan testler tam kan sayımı ve hemoglobin testidir. Tam kan sayımı, kırmızı kan hücresi sayısı, hemoglobin seviyesi, hematokrit (kırmızı kan hücrelerinin kan hacmi içindeki yüzdesi) ve diğer kan bileşenleri gibi birçok faktörü ölçer. Hemoglobin testi, kanınızdaki hemoglobin seviyesini ölçer ve aneminin derecesini belirler.

Ayrıca, aneminin nedeni belirlenmek için başka kan testleri yapılabilir. Bu testler arasında demir eksikliği, B12 vitamini eksikliği, folik asit eksikliği ve diğer vitamin eksiklikleri için testler yer alabilir. Ayrıca, endoskopi, kolonoskopi, gastroskopi gibi testlerle gastrointestinal kanamaların tespiti de mümkündür.

Teşhis sürecinde, anemiye neden olan faktörlerin belirlenmesi tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde yardımcı olur.

Anemi tedavisi nasıl yapılır?

Anemi tedavisi, altta yatan nedenlere ve aneminin şiddetine bağlı olarak farklılık gösterir. Tedavinin amacı, kırmızı kan hücrelerinin sayısını ve fonksiyonunu arttırmak, hemoglobin seviyesini yükseltmek ve anemi semptomlarını hafifletmektir.

Demir eksikliği anemisi gibi bazı anemi türleri, beslenme düzeninde yapılan değişikliklerle tedavi edilebilir. Örneğin, diyetinize daha fazla demir içeren gıdalar ekleyebilirsiniz. Bazı durumlarda, demir takviyeleri reçete edilebilir.

B12 vitamini eksikliği anemisi ve folik asit eksikliği anemisi gibi diğer anemi türleri de beslenme düzeninde yapılan değişikliklerle tedavi edilebilir. Bu anemilerde, doktorunuz size B12 vitamini veya folik asit takviyesi reçete edebilir.

Bazı durumlarda, anemi nedeni bir hastalık, enfeksiyon veya kanama gibi başka bir tıbbi durum olabilir. Bu durumlarda, aneminin altta yatan nedeninin tedavi edilmesi gerekir.

Ciddi durumlarda, hastanın kan nakli gerekebilir. Kan nakli, bir kişiden alınan kanın başka bir kişiye verilmesidir.

Aneminin tedavisi, semptomlarının hafifletilmesi ve altta yatan nedenlerin tedavisi ile mümkündür. Tedaviye başlamadan önce, doktorunuz aneminin nedenini belirlemek için gerekli testleri yapacaktır.

Yeni SSS


Erkeklerde HPV aşısı, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından önemli bir koruma sağlar.  HPV Aşısının Erkeklerdeki Önemi: Kanser Koruması: HPV, hem erkeklerde hem de kadınlarda kanser ...


Gardasil, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonlarına karşı koruma sağlayan bir aşıdır. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüs grubudur ve bazı türleri rahim ağzı kanseri, anal kanser, genital siğiller ve diğer kanse ...


Lateral malleol kırığı, ayak bileğindeki dış kemik olan lateral malleolün (ayak bileğinin dış tarafındaki çıkıntı) kırılmasıdır. Bu tür kırıklar genellikle travma, burkulma veya düşme gibi olaylar sonucu meydana gelir. Lateral malleol, fibula adı verilen bacağın dış kemiklerinden ...


İskemik gliozis, beyindeki kan akışının azalması veya kesintiye uğraması sonucu oluşan hasara (iskemi) karşı, beyin destek hücrelerinin (glial hücreler) verdiği tepki sonucu oluşan bir tür skar dokusunu ifade eder. İskemi: Beyindeki be ...


İstanbul algoloji doktorları, anesteziyoloji ve reanimasyon, nöroloji veya fizik tedavi ve rehabilitasyon gibi bölümlerde uzmanlaşmış doktorlardır. Bu doktorlar, ağrı tedavisi konusunda ek eğitim alarak algoloji (ağrı tedavisi) uzmanı olurlar. ...


Proloterapi, kronik kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında kullanılan enjeksiyon bazlı bir tedavi yöntemidir. Temel amacı, zayıflamış, hasar görmüş veya dejenerasyona uğramış bağları, tendonları ve eklemleri güçlendirerek ağrıyı azaltmak ve fonksiyonu iyileştirmektir. ...


YNSA (Yamamoto New Scalp Acupuncture), Japon bilim insanı Dr. Toshikatsu Yamamoto tarafından geliştirilmiş bir mikrosistem akupunktur yöntemidir. Geleneksel Çin tıbbındaki vücut akupunkturundan farklı olarak, YNSA kafa derisindeki (skalp) belirli noktalara odaklanır. Bu noktaların vücudun farklı ...


İstanbul nöral terapi doktorları, genellikle aşağıdaki uzmanlık alanlarına sahip doktorlardır.  Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanları: Nöral terapi, en sık fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları tarafından uygulanan bir yöntemdir. Bu uzmanlar, sinir sistemi ...


Scheuermann kifozu, omurganın üst kısmında, yani sırt bölgesinde, aşırı bir kamburluğa neden olan bir durumdur. Normalde omurga hafif bir eğriye sahipken, Scheuermann kifozunda bu eğri belirginleşir ve sırt kambur görünür. Genellikle ergenlik döneminde başlar ve büyüme tamamlandığında durur. ...


Transözefageal Ekokardiyografi (TEE), kalbin yapısını ve fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Normal ekokardiyografiden (EKO) farklı olarak, TEE'de ultrason probu yemek borusundan geçirilir. Yemek borusu kalbin hemen arkasında yer aldığı için ...


Damar yoluyla demir tedavisi (intravenöz demir tedavisi), demir eksikliği anemisi olan ve ağızdan demir takviyesi alamayan veya bu tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda kullan ...


Kimyasal gebelik, döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesine rağmen sağlıklı bir şekilde gelişemeyip çok erken dönemde düşük ile sonuçlanan bir durumdur. Genellikle gebeliğin ilk 5 haftasında meydana gelir ve birçok kadın bu durum ...


Mol gebeliği (üzüm gebeliği), nadir görülen ve anormal bir gebelik türüdür. Normalde döllenmiş yumurta, embriyo ve plasentayı oluştururken, mol gebeliğinde plasenta a ...


Miyopatik sinyal saptanmadı ifadesi, yapılan tetkiklerde (muhtemelen EMG veya MR gibi) kaslarda herhangi bir hasar veya işlev bozukluğu belirtisine rastlanmadığı anlamına gelir. Miyopati, kas liflerinin çeşitli nedenlerle (genetik, iltihabi, ...


C6-C7 düzeyinde korda bası, boyun omurlarınızın C6 ve C7 numaralı omurları arasındaki disk fıtıklaşmasının omuriliğinize baskı yaptığı anlamına gelir. Omurilik, beyinden gelen sinirlerin geçtiği ve vücudun çeşitli bölgelerine dağıldığı çok önemli bir yapıdır. Bu nedenle ...