Astım hastalığı hangi sıklıkta görülür?

Astım sık görülen bir hastalıktır. Ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Hastalığın tüm dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilmektedir. Ülkemizde görülme sıklığı ise yaklaşık her 100 erişkinde 5-7 erişkin, her 100 çocukta 13-15 çocuktur.

Bunlar da ilginizi çekebilir


Astım bulaşıcı mı?

Astım bulaşıcı mı? Astım, bazı nedenlerden dolayı akciğerin içeindeki bronş adı verilen hava yollarının daralması sonucu ortaya çıkan oldukça yaygın olan bir hastalıktır. Astım bulaşıcı olan bir hastalık değildir, yani insandan insana bulaşmaz. Ancak anne veya babasında astım olan kişilerde astım görülme olasılığı diğer kişilere göre daha fazladır. 

Astım hastalığının nedeni nedir?

Astım, akciğer içindeki hava yollarında belli aralıklarla meydana gelen daralma sonucu, nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltılı solunum, nefes alıp verirken hışıltı ya da ıslık sesi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir hastalıktır. Astım hastalığında, hava yollarındaki bu daralmanın nedeni, hava yolundaki  düz düz kasların kasılmasıdır. Bu kasılma ise alerjen maddeler, hava kirliliği, duman, soğuk hava veya egzersiz gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. 

Astım belirtileri nelerdir?

Astım belirtileri arasında genellikle kuru (balgamsız) öksürük, nefes darlığı, göğüs kafesinde baskı (ağırlık) hissi ve hırıltılı (hışıltılı) solunum bulunmaktadır. Astım belirtileri tekrarlayıcı özelliktedir, yani nöbetler halinde gelir. Genellikle geceleri ya da sabaha karşı ortaya çıkar. Kendiliğinden ya da ilaçlar ile düzelir. Belirtilerin ortaya çıkmasını bazı nedenler tetikler. Belirtiler mevsimsel olarak da değişiklik gösterebilir.

Astım nedir ve nasıl tedavi edilir?

Astım, solunum yollarının daralması ve iltihaplanması nedeniyle nefes almada güçlük çekme, öksürük, hırıltı ve göğüs sıkışması gibi semptomlara neden olan kronik bir solunum hastalığıdır. Astım, genellikle alerjik reaksiyonlar, stres, egzersiz, soğuk hava, enfeksiyonlar, sigara dumanı ve diğer tetikleyiciler ile ilişkilidir.

Astım tedavisi, semptomları hafifletmek ve astım atağı riskini azaltmak için iki tür ilaç kullanımını içerir:

Kontrol ilaçları: Astımın kontrol altına alınmasına yardımcı olmak için düzenli olarak kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar, iltihaplanmayı azaltarak ve solunum yollarını genişleterek astım semptomlarını önlerler. Kontrol ilaçları, örneğin inhalerler (spreyler) veya tabletler şeklinde verilebilir.

Hızlı etkili ilaçlar: Astım atağı sırasında hızlı bir şekilde semptomları hafifletmek için kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar, hava yollarını genişleterek ve iltihaplanmayı azaltarak astım semptomlarını hafifletirler. Hızlı etkili ilaçlar, genellikle inhalerler (spreyler) şeklinde verilir.

Astım tedavisinin diğer önemli bir yönü, tetikleyicilerden kaçınmaktır. Tetikleyiciler, astım semptomlarını tetikleyen maddelerdir. Bu nedenle, hastalar, alerjilerini kontrol altına almak, sigara dumanından kaçınmak, egzersiz öncesi inhalerlerini kullanmak ve diğer tetikleyicileri önlemek için tedavi planlarına uymalıdır.

Astım hastalarının, semptomlarını takip etmek ve astım atağı riskini azaltmak için düzenli olarak doktor kontrolü yapmaları da önerilir. Tedavi planları, semptomların şiddetine ve tetikleyicilere bağlı olarak ayarlanabilir.

Yeni SSS


Erkeklerde HPV aşısı, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından önemli bir koruma sağlar.  HPV Aşısının Erkeklerdeki Önemi: Kanser Koruması: HPV, hem erkeklerde hem de kadınlarda kanser ...


Gardasil, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonlarına karşı koruma sağlayan bir aşıdır. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüs grubudur ve bazı türleri rahim ağzı kanseri, anal kanser, genital siğiller ve diğer kanse ...


Lateral malleol kırığı, ayak bileğindeki dış kemik olan lateral malleolün (ayak bileğinin dış tarafındaki çıkıntı) kırılmasıdır. Bu tür kırıklar genellikle travma, burkulma veya düşme gibi olaylar sonucu meydana gelir. Lateral malleol, fibula adı verilen bacağın dış kemiklerinden ...


İskemik gliozis, beyindeki kan akışının azalması veya kesintiye uğraması sonucu oluşan hasara (iskemi) karşı, beyin destek hücrelerinin (glial hücreler) verdiği tepki sonucu oluşan bir tür skar dokusunu ifade eder. İskemi: Beyindeki be ...


İstanbul algoloji doktorları, anesteziyoloji ve reanimasyon, nöroloji veya fizik tedavi ve rehabilitasyon gibi bölümlerde uzmanlaşmış doktorlardır. Bu doktorlar, ağrı tedavisi konusunda ek eğitim alarak algoloji (ağrı tedavisi) uzmanı olurlar. ...


Proloterapi, kronik kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında kullanılan enjeksiyon bazlı bir tedavi yöntemidir. Temel amacı, zayıflamış, hasar görmüş veya dejenerasyona uğramış bağları, tendonları ve eklemleri güçlendirerek ağrıyı azaltmak ve fonksiyonu iyileştirmektir. ...


YNSA (Yamamoto New Scalp Acupuncture), Japon bilim insanı Dr. Toshikatsu Yamamoto tarafından geliştirilmiş bir mikrosistem akupunktur yöntemidir. Geleneksel Çin tıbbındaki vücut akupunkturundan farklı olarak, YNSA kafa derisindeki (skalp) belirli noktalara odaklanır. Bu noktaların vücudun farklı ...


İstanbul nöral terapi doktorları, genellikle aşağıdaki uzmanlık alanlarına sahip doktorlardır.  Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanları: Nöral terapi, en sık fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları tarafından uygulanan bir yöntemdir. Bu uzmanlar, sinir sistemi ...


Scheuermann kifozu, omurganın üst kısmında, yani sırt bölgesinde, aşırı bir kamburluğa neden olan bir durumdur. Normalde omurga hafif bir eğriye sahipken, Scheuermann kifozunda bu eğri belirginleşir ve sırt kambur görünür. Genellikle ergenlik döneminde başlar ve büyüme tamamlandığında durur. ...


Transözefageal Ekokardiyografi (TEE), kalbin yapısını ve fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Normal ekokardiyografiden (EKO) farklı olarak, TEE'de ultrason probu yemek borusundan geçirilir. Yemek borusu kalbin hemen arkasında yer aldığı için ...


Damar yoluyla demir tedavisi (intravenöz demir tedavisi), demir eksikliği anemisi olan ve ağızdan demir takviyesi alamayan veya bu tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda kullan ...


Kimyasal gebelik, döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesine rağmen sağlıklı bir şekilde gelişemeyip çok erken dönemde düşük ile sonuçlanan bir durumdur. Genellikle gebeliğin ilk 5 haftasında meydana gelir ve birçok kadın bu durum ...


Mol gebeliği (üzüm gebeliği), nadir görülen ve anormal bir gebelik türüdür. Normalde döllenmiş yumurta, embriyo ve plasentayı oluştururken, mol gebeliğinde plasenta a ...


Miyopatik sinyal saptanmadı ifadesi, yapılan tetkiklerde (muhtemelen EMG veya MR gibi) kaslarda herhangi bir hasar veya işlev bozukluğu belirtisine rastlanmadığı anlamına gelir. Miyopati, kas liflerinin çeşitli nedenlerle (genetik, iltihabi, ...


C6-C7 düzeyinde korda bası, boyun omurlarınızın C6 ve C7 numaralı omurları arasındaki disk fıtıklaşmasının omuriliğinize baskı yaptığı anlamına gelir. Omurilik, beyinden gelen sinirlerin geçtiği ve vücudun çeşitli bölgelerine dağıldığı çok önemli bir yapıdır. Bu nedenle ...