Bebeklerde ateş kaç derece ise tehlikeli?

Bebeklerde vücut ısısı yetişkinlere göre biraz daha yüksektir. Bebeklerin vücut sıcaklığı ise 35-37,5 arasında değişir. Bebeklerde 38 derece sınır değerdir ve hafif derece ateş olarak kabul edilir. Ancak ateş 38 dereceyi aşarsa durum ciddidir ve ateşin derhal kontrol altına alınması gerekir. 

Bunlar da ilginizi çekebilir


Normal vücut ısısı kaç derecedir?

Normal şartlar altında sağlıklı bir kişide vücut ısısı ortalama 37° C civarındadır. Vücut ısılarını ölçmek için termometre adı verilen bir cihaz kullanılır. 

Yüksek ateş belirtileri nelerdir?

Yüksek ateş belirtileri şunlardır;

  • Vücut ısısı normal değerin (37° C) üzerindedir. 
  • Baş ağrısı
  • Susuzluk
  • Halsizlik, istekszilik, yorgunluk
  • İştah kaybı
  • Kas ağrıları
  • Sinirlilik
  • Terleme
  • Titreme

Bebeklerde ateş kaç derece olmalı?

Bebeklerde vücut sıcaklığı (ateş) değerlendirilirken ölçüm yerine ve şekline göre ateşin olup olmadığına karar verilir. Kulak, koltukaltın ve makattan yapılan ölçümler genellikle birbirine yakın sonuçlar verir. Bu yüzden yenidoğan dönemi dışında dönemlerde kulaktan ölçüm daha çok tercih edilir. Vücut ısısı 37.3 derecenin üzerindeyse vücut ısısının yüksek olduğu yani ateşin var olduğu kabul edilir. Yenidoğan döneminde koltukaltından ölçüm daha çok tercih edilir. Koltukaltından yapılan ölçümde ısı 37.3-37.9 derece ise ateşin olduğu kabul edilir. Buna göre vücut ısısı;

  • 37.3-38 derece arasında ise hafif ateş
  • 38.3-39.3 derece arasında ise orta ateş
  • 39.3-40 derece arasında ise yüksek ateş
  • 40.5 derecenin üzeri ise hipertermi (çok yüksek ateş) kabul edilir.

Çocuklarda (bebeklerde) ateş en doğru nereden ölçülür?

Bebeklerde ateş ölçümü için en doğru yer makattır. Ancak makattan ateş ölçümü çocuk için rahatsız edici bir durumdur. Çocuklarda evde ateş ölçümü için koltukaltı ya da kulaktan ölçüm yapılması tavsiye edilir. 5 yaşından büyük çocuklarda ise ağızdan ateş ölçümü tercih edilir. Yenidoğan dönemi dışındaki çocuklarda ateş ölçümünde en çok tercih edilen yöntem kulaktan yapılan ölçümdür. Yenidoğan döneminde ise koltukaltından ölçüm daha çok tercih edilir.

Alından ateş ölçümü sağlıklı mı?

Alından ateş ölçümü hızlı ve kolay bir yöntemdir. Bu yüzden 3 aydan büyük bebekler ve çocuklar için uygundur. Yapılan araştırmalar, alından yapılan ölçümlerin  doğruluk açısından makattan yapılan ölçümlere yakın olduğunu göstermiştir. 

Kaç çeşit ateş ölçer vardır?

Ateş ölçer ya da termometre çeşitleri şunlardır;

Civalı ateş ölçerler (civalı termometreler):  Bu tür ateş ölçerler ateşi kısa sürede ölçmez, civa içerirler ve kırılma riskleri vardır. Bu yüzden çocuklarda civalı termometre kullanılması önerilmez.

Dijital ateş ölçerler (dijital termometreler): Civalı ateş ölçerlere göre vücut ısısını daha kısa sürede ölçerler. Civa içermezler ve bu yüzden herhangi bir tehlikesi yoktur. Vücut ısısı dijital ekrandan rahatlıkla görülür. 

Kızılötesi ateş ölçerler (kızılötesi termometreler): Bu tür ateş ölçerler ile kulak ve alından ölçüm yapılır. Bunların temaslı olanı ve temassız olanı vardır. Vücut ısısını birkaç saniye gibi kısa bir süre içinde ölçerler. 

Bebeklerde ateş düşürücü Calpol kullanımı, kaç saatte bir verilmeli?

Bebeklerde ateş düşürücü olan Calpol kullanımı nasıldır? Kaç saatte bir verilmeli? gibi sorular sıkça sorulmaktadır. Calpol, parasetamol içeren bir ateş düşürücüdür. Bebeklerde ateş tedavisinde sıklıkla kullanılır. Ancak Calpol'ü bebeğinize vermeden önce doktorunuza danışmanız önemlidir.

Calpol'ün hangi dozda ve ne sıklıkta verileceği, bebeğinizin kilosuna ve yaşına göre değişir. Aşağıda genel bir tablo verilmiştir;

Ağırlık Doz Sıklık
3-5 kg                  2.5 ml            4-6 saatte bir              
5-7 kg 3.5 ml 4-6 saatte bir
7-10 kg 5 ml 4-6 saatte bir
10-15 kg 7.5 ml 4-6 saatte bir
15-20 kg 10 ml 4-6 saatte bir

 

Calpol'ü 4 saatte 1'den daha sık vermeyiniz.

Bebeğinizin ateşi 38.5°C'nin üzerindeyse veya 48 saatten uzun sürerse doktorunuza danışınız.

Calpol'ü bebeğinize vermenin yanı sıra, aşağıdakileri de yapabilirsiniz;

  • Bebeğinizi ılık bir duşla yıkayın veya ılık suyla kompres yapın.
  • Bebeğinize bol sıvı verin.
  • Bebeğinizi çok fazla giydirmeyin.
  • Bebeğinizin odasını havalandırın.

Bebeğinizin ateşi düşmezse veya aşağıdaki belirtilerden herhangi biri varsa derhal tıbbi yardım alın;

  • Nefes almada zorluk
  • Konvülsiyonlar (havale)
  • Morarma
  • Kusma veya ishal
  • Uyuşukluk veya halsizlik

Bu bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Bebeğinizin ateşi için en doğru tedaviyi doktorunuz size verecektir.

Kaynak: https://titck.gov.tr/storage/Archive/2021/kubKtAttachments/TTCKONAYLIKTCALPOL120SSP_5ff6feca-a4e4-4d5e-9fe5-f798802de584.pdf

Ateşli bebek uyuyorsa ne yapmalı?

Bebeğinizin ateşi varsa ve uyuyorsa, panik yapmayın. Ateş, vücudun enfeksiyonlarla savaşmasının doğal bir yoludur ve uyku da iyileşme sürecine katkıda bulunur.

Yapmanız gerekenler nelerdir? 

1. Bebeğinizin ateşini kontrol edin

  • Bebeğinizin ateşini dijital bir termometre ile ölçün.
  • Ateş 38°C veya daha yüksekse, doktora başvurmanız önerilir.

2. Rahat etmesini sağlayın

  • Bebeğinizi hafif ve pamuklu giysilerle giydirin.
  • Odanın sıcaklığını 20-22°C arasında tutun.
  • Bebeğinize bol sıvı verin. Ilık su, anne sütü veya elektrolit içeren sıvılar tercih edilebilir.

3. Uykusuna müdahale etmeyin

  • Bebeğinizi uyandırmak için zorlamayın. Uyku, iyileşme sürecine katkıda bulunacaktır.

4. Ateş düşürücü kullanın

  • Doktorunuzun önerdiği ateş düşürücü ilaçları kullanabilirsiniz.
  • Doz aşımı yapmamaya dikkat edin.

5. Aşağıdaki durumlarda doktorunuza başvurun

  • Bebeğiniz 3 aydan küçükse.
  • Ateş 38°C veya daha yüksekse.
  • Ateş 48 saatten uzun sürerse.
  • Bebeğinizde halsizlik, iştahsızlık, kusma, ishal veya nefes darlığı gibi belirtiler varsa.
  • Bebeğinizde ateşle birlikte döküntü, kramp veya baş ağrısı gibi belirtiler varsa.

Şunları yapmayın !

  • Bebeğinizi soğuk suyla yıkamayın veya soğuk kompres yapmayın.
  • Bebeğinizi çok fazla giydirmek.

Ateş, genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden düşer. Bebeğinizin ateşini takip etmek ve rahatlığını sağlamak önemlidir. Endişeleriniz varsa doktorunuza danışmaktan çekinmeyin.

Yeni SSS


Erkeklerde HPV aşısı, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından önemli bir koruma sağlar.  HPV Aşısının Erkeklerdeki Önemi: Kanser Koruması: HPV, hem erkeklerde hem de kadınlarda kanser ...


Gardasil, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonlarına karşı koruma sağlayan bir aşıdır. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüs grubudur ve bazı türleri rahim ağzı kanseri, anal kanser, genital siğiller ve diğer kanse ...


Lateral malleol kırığı, ayak bileğindeki dış kemik olan lateral malleolün (ayak bileğinin dış tarafındaki çıkıntı) kırılmasıdır. Bu tür kırıklar genellikle travma, burkulma veya düşme gibi olaylar sonucu meydana gelir. Lateral malleol, fibula adı verilen bacağın dış kemiklerinden ...


İskemik gliozis, beyindeki kan akışının azalması veya kesintiye uğraması sonucu oluşan hasara (iskemi) karşı, beyin destek hücrelerinin (glial hücreler) verdiği tepki sonucu oluşan bir tür skar dokusunu ifade eder. İskemi: Beyindeki be ...


İstanbul algoloji doktorları, anesteziyoloji ve reanimasyon, nöroloji veya fizik tedavi ve rehabilitasyon gibi bölümlerde uzmanlaşmış doktorlardır. Bu doktorlar, ağrı tedavisi konusunda ek eğitim alarak algoloji (ağrı tedavisi) uzmanı olurlar. ...


Proloterapi, kronik kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında kullanılan enjeksiyon bazlı bir tedavi yöntemidir. Temel amacı, zayıflamış, hasar görmüş veya dejenerasyona uğramış bağları, tendonları ve eklemleri güçlendirerek ağrıyı azaltmak ve fonksiyonu iyileştirmektir. ...


YNSA (Yamamoto New Scalp Acupuncture), Japon bilim insanı Dr. Toshikatsu Yamamoto tarafından geliştirilmiş bir mikrosistem akupunktur yöntemidir. Geleneksel Çin tıbbındaki vücut akupunkturundan farklı olarak, YNSA kafa derisindeki (skalp) belirli noktalara odaklanır. Bu noktaların vücudun farklı ...


İstanbul nöral terapi doktorları, genellikle aşağıdaki uzmanlık alanlarına sahip doktorlardır.  Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanları: Nöral terapi, en sık fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları tarafından uygulanan bir yöntemdir. Bu uzmanlar, sinir sistemi ...


Scheuermann kifozu, omurganın üst kısmında, yani sırt bölgesinde, aşırı bir kamburluğa neden olan bir durumdur. Normalde omurga hafif bir eğriye sahipken, Scheuermann kifozunda bu eğri belirginleşir ve sırt kambur görünür. Genellikle ergenlik döneminde başlar ve büyüme tamamlandığında durur. ...


Transözefageal Ekokardiyografi (TEE), kalbin yapısını ve fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Normal ekokardiyografiden (EKO) farklı olarak, TEE'de ultrason probu yemek borusundan geçirilir. Yemek borusu kalbin hemen arkasında yer aldığı için ...


Damar yoluyla demir tedavisi (intravenöz demir tedavisi), demir eksikliği anemisi olan ve ağızdan demir takviyesi alamayan veya bu tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda kullan ...


Kimyasal gebelik, döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesine rağmen sağlıklı bir şekilde gelişemeyip çok erken dönemde düşük ile sonuçlanan bir durumdur. Genellikle gebeliğin ilk 5 haftasında meydana gelir ve birçok kadın bu durum ...


Mol gebeliği (üzüm gebeliği), nadir görülen ve anormal bir gebelik türüdür. Normalde döllenmiş yumurta, embriyo ve plasentayı oluştururken, mol gebeliğinde plasenta a ...


Miyopatik sinyal saptanmadı ifadesi, yapılan tetkiklerde (muhtemelen EMG veya MR gibi) kaslarda herhangi bir hasar veya işlev bozukluğu belirtisine rastlanmadığı anlamına gelir. Miyopati, kas liflerinin çeşitli nedenlerle (genetik, iltihabi, ...


C6-C7 düzeyinde korda bası, boyun omurlarınızın C6 ve C7 numaralı omurları arasındaki disk fıtıklaşmasının omuriliğinize baskı yaptığı anlamına gelir. Omurilik, beyinden gelen sinirlerin geçtiği ve vücudun çeşitli bölgelerine dağıldığı çok önemli bir yapıdır. Bu nedenle ...