Menopoz Belirtileri Nelerdir?

Histerektomi, rahimin (uterus) ameliyat ile alınması işlemidir. Histerktomi en sık miyom adı verilen rahimin iyi huylu tümörlerinin tedavisi amacıyla yapılır. Miyom rahim duvarından köken alan iyi huylu yani kanser olmayan bir tümör çeşididir. Histerektominin dieğer yapılma nedenleri arasında rahim kanseri, rahim ağzı kanseri (serviks kanseri), yumurtalık kanseri, endometriyal hiperplazi ve diğer tedavilere cevap vermeyen adet düzensizlikleri nedeniyle de yapılır. 

Rahim alınınca menopoza girilir mi? girilmez mi?  merak edilen konulardan biridir. Rahimin alınması işlemine histerektomi adı verilir. Bazı nedenlerden dolayı rahimin alınması gerekebilir. Rahimin alınmasından dolayı kadın menopoza girmez. Ancak rahim alınması ameliyatı sırasında yumurtalıklar da alınırsa, o zaman menopoaza girilir. Yumurtalık alınmazsa, kadın menopoza normal yaşında girer.  Yani sadece rahimin alınması durumunda, sıcak basması ve terleme gibi menopoza bağlı ortaya çıkan belirtiler görülmez.

Uterus halk arasında rahim olarak da bilinir. Uterus şekil olarak adeta ters çevrilmiş bir armuta benzer. Rahim duvarı kaslardan oluşmuştur ve bu kaslar oldukça kalındır. Kadınlardaki en güçlü kaslardan birisidir. Uterusun içi endometriyum adı verilen kalın bir örtü ile örtülüdür. Rahim, gebelik sırasında bebeği içine alacak kadar genişleyebilme çzelliğine sahiptir. Rahim kasları doğum sırasında kasılır ve içerisindeki bebeği dışarı doğru iter ve doğum gerçekleşir. 

Fallop tüpleri, rahimin üst tarafında ve her iki yanda bulunur. Bu tüpler yumurtalıkları rahime bağlar. Fallop tüplerinin uzunluğu yaklaşık 10 cm kadardır. Fallop tüpünün bir ucu rahime gire, diğer ucu ise adeta bir huni gibidir. Huni şeklindeki bu uç, yumurtalığın etrafını sarar ve yumurtlama sırasında yumurtalıktan atılan yumurtayı yakalayrak içine alır. İçeriye alınan bu yumurta, fallop tüpünün içindeki tüysü yapılar tarafından rahime taşınır. Rahime taşınan yumurta sperm hücresi ile birleşir ve hamilelik oluşur. 

Üroloji doktoru hem erkek hem de kadın olabilir. Üroloji doktoru (ürolog), erkeklerin ve kadınların idrar yolları (böbrek, üreter, idrar kesesi, üretra) ve erkek üreme organları (penis, testis, testis torbası) hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilenir. 

Kadınlarda üretradan kanama çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Özellikle yaşlanmaya bağlı menopoz dönemindeki kadınlarda görülen hormonal yetersizlikten kaynaklanan vajinadaki kuruma ve büzüşme (vajinal atrofi), üretra kanserleri, üretra papillomu  ve mesane boynu kanserleri kadınlarda idrar yolu kanamalarının başlıca nedenleri arasındadır. 

Rahim sarkması, kadın üreme organlarından biri olan ve rahim adı verilen organın, bulunduğu yerden aşağıya doğru ilerleyerek vajina içerisine girmesidir. Rahim pelvis (leğen) boşluğu içerisnde bulunur ve bazı bağlar ile karın duvarına aslıdır. Aşırı doğum, zor doğumlar, çoğul gebelik, yaşlılık ve östrojen hormon yetersizliği gibi nedenlerden dolayı rahimi yerinde tutan bağlar gevşer. Kendisini yerinde tutan bağların gevşemesi sonucu yer çekiminin etkisiyle rahim; aşağıyua doğru sarkar. Bazen bu sarkma vajinanın dışından da görülebilir. 

G noktası, vajinanın ön yüzünde bulunan ve cinsel ilişki sırasında kadının tatmin olurken zevki en yoğun ve en hassas olarak hissettiği alandır. G noktası, yaklaşık olarak vajina girişine 5 cm uzaklıkta bulunmaktadır. 

Vajinal mantar, vajinada mantar hücrelerinin sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık daha çok ortak kullanılan tuvaletlerden, hamam, havuz, sauna gibi yerlerden ya da cinsel ilişkiyle bulaşır. Ayrıca antibiyotik kullanımı da vajinadaki yararlı bakterileri yok eder ve mantarların çoğalmasına neden olur. Vajinanın bazı ürünler ile yıkanması ortamın pH’ını bozarak mantar oluşumuna neden olabilir. Gebelik, doğum kontrol hapları ve bağışıklık sisteminin zayıflaması da vajinada mantara neden olabilir. 

Adet dönemi öncesi veya sırasında sağlıklı beslenme, genel sağlığın korunmasına yardımcı olur ve adet semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir. İşte adet dönemi öncesi veya sırasında dikkat edilmesi gereken bazı beslenme önerileri:

Su içmek: Adet döneminde vücudunuz daha fazla su kaybeder, bu nedenle yeterli su içmek çok önemlidir. Günde en az 8-10 bardak su içmeye özen gösterin.

Demir alımını arttırmak: Adet döneminde vücutta daha fazla demir kaybı yaşanır. Demir eksikliği anemisi riskini azaltmak için demir açısından zengin gıdalar tüketin. Kırmızı et, tavuk, deniz ürünleri, fasulye, nohut, kuru erik, kuru kayısı, yeşil yapraklı sebzeler gibi demir açısından zengin gıdalar tüketebilirsiniz.

Antioksidanlar almak: Antioksidanlar vücudunuzun toksinlerden arınmasına yardımcı olur ve adet semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur. C vitamini açısından zengin gıdalar tüketmek antioksidan alımını artırmaya yardımcı olabilir. Portakal, greyfurt, limon, çilek, domates gibi gıdalar C vitamini açısından zengindir.

Tuz alımını azaltmak: Tuz tüketiminizi azaltmak adet öncesi şişkinliği ve su tutulumunu azaltabilir.

Kafein alımını azaltmak: Kafein tüketimi adet semptomlarını kötüleştirebilir. Çay, kahve ve enerji içecekleri gibi kafeinli içeceklerin tüketimini azaltmak veya tamamen bırakmak faydalı olabilir.

Omega-3 yağ asitleri tüketmek: Omega-3 yağ asitleri adet semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Somon, ton balığı, ceviz, keten tohumu, chia tohumu gibi gıdalar omega-3 açısından zengindir.

Beslenmenize dikkat etmek, adet döneminin daha rahat geçmesine yardımcı olabilir. Ancak, adet semptomlarınız ağrılı veya ciddi bir rahatsızlık oluşturuyorsa, doktorunuza başvurmanız önerilir.