Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir? Belirtileri, Türleri ve Tedavisi
Anksiyete ya da kaygı bozukluğu, en yaygın görülen psikolojik rahatsızlıklar arasında yer alır. Ülkemizde her 100 kişiden 18 kişide anksiyete bozukluğu görülmektedir. Anksiyete, günlük hayatta büyük ölçüde yorgunluğa yol açarak kişinin hayat konforunu önemli ölçüde düşüren, ancak tedavisi olan bir rahatsızlıktır.
Anksiyete Nedir?
Anksiyete, bireyin günlük hayatta her zaman yoğun endişe halinde olmasıdır. Bu durum kaygı bozukluğu olarak da nitelendiriliyor. Bireyin tehlike bir durum karşısında vücuda meydan okuma hazırlığını bildiren sinyaldir. Hastada kaygı hissi ortaya çıkmaya başladığında nefes ve kalp atışı belirgin bir şekilde artış gösterir. Bu durumda kaslara daha yüksek oranda oksijen gitmeye başlar.
Kişi tehlikeli bir durum ortaya çıktığı anda dürtü ile tetikte beklemeye başlar. Anksiyete tehlike arz eden dürtü karşısında ani bir refleks göstermeyi sağlar. Kişinin günlük hayatta belirli oranda bir stres ve kaygı bozukluğu yaşaması hızlı çözüm açısından gereklidir. Ancak yoğun hale gelmesi durumunda aşırı kaygı büyük problemlere yol açabilir.
Anksiyete Belirtileri Nelerdir?
- Anksiyete kişide çeşitli şekillerde kendini belli eder. Anksiyetenin en yaygın görülen belirtileri şunlardır;
Sürekli olarak endişe halinde olma - Sosyal hayatta özgüven problemleri yaşama
- Herkes karşısında değersizlik hissi
- Sosyal ortamda konuşamama
- Sürekli olarak gergin, kaygı ve sıkıntı halinde olma
- Kriz anında titreme ve sallanma
- Nefes almada hızlanma
- Kas bölgesinde ağrı
- Sosyal ortamda akışa dahil olamama
- Gereksiz yere sinirlilik hali
- Çok kısa sürede gerilme
- Umutsuzluk hissi
- Sürekli olarak ağlama isteği ve üzüntü
- Gündelik hayat ve iş hayatından konsantrasyon problemleri
- Çok çabuk yorulma
- Uyku problemleri
- Hafıza problemleri yaşama ve unutkanlık
- Sürekli tedirgin hissetme
Yukarıdaki belirtilerden birkaçı uzun bir süredir devam ediyorsa hasta öyküsü de dinlendikten sonra anksiyete bozukluğu tanısı koyulabilir.
Anksiyete Neden Olur?
Anksiyete ülkemizde çok yaygın görülen bir problemdir. Bu rahatsızlık fiziksel, biyolojik ve toplumsal nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Aynı zamanda kişinin genetik olarak da anksiyete bozukluğuna yatkınlığı bulunabilir.
Kalp hastalıkları, şeker ve tiroid hastalıkları gibi durumlarda düzenli olarak kullanılan ilaçlar da kaygı haline yol açabilir. Aynı zamanda madde kullanan, alkol ve sigara tiryakisi olan ve sakinleştirici ilaç kullananlarda anksiyete gelişme olasılığı daha fazla olur.
Kişinin yaşadığı travma durumları da bu rahatsızlığa yol açabilir. Özellikle çocukluk dönemindeki travma boyutundaki olumsuz yaşantılar bireyde anksiyete oluşturabilir. Aynı zamanda ilerleyen yaşta da fiziksel ve ruhsal travmalar kaygı bozukluğuna yol açabilir.
Kaygı bozukluğu karaktere, farklı ruhsal sağlık problemlerine, finansal problemlere, ayrılık ve önemli kişilerin kayıplarında da ortaya çıkabilir.
Anksiyete Risk Faktörleri Nelerdir?
Bazı durumlar, anksiyeteye yol açabilir. Anksiyeteye neden olan bu risk faktörleri şunlardır;
- Ayrılığa karşı aşırı oranda duyarlılık gösterme
- Gündelik hayatta ya da iş hayatında yoğun stres altında olma
- Bağlanmada problemli bağlanma şekli geliştirme
- Çocukluk döneminde fiziksel ve cinsel istismara tanık olma veya maruz kalma
- Öfke yatkınlığı
- Bağımlılığa karşı yatkınlık durumlarıdır.
Yukarıda belirtilen durumları yaşayan kişilerde anksiyete görülme olasılığı çok daha yüksek olur.
Anksiyete Türleri Nelerdir?
Anksiyete kendi içinde farklı gruplara ayrılıyor. Anksiyete türleri şöyledir;
- Agorafobi: Açık mekan veya kalabalık bir ortamda endişe duymadır.
- Tıbbi Durum Kaynaklı Anksiyete: Fiziksel bir sağlık problemi karşısında ortaya çıkan paniktir.
- Jeneralize Anksiyete: Rutin aktivite sırasında dahi aşırı endişe görülmesidir.
- Ayrılık Anksiyetesi: Kişinin bağlı olduğu kişi veya figür ortamdan çıktığı anda endişe hali gelişmesidir.
- Panik Bozukluğu: Beklenmedik anlarda görülen ve kısa süre içinde en yüksek noktaya çıkan korku durumudur.
- Selektif Mutizm: Çocukluk döneminde okul hayatı ve sosyal ortamlarda kendini ifade edememesidir. Bu rahatsızlıkta çocuklar evde kendilerini ifade edebilmesine karşın sosyal ortamda problemler yaşayabilirler.
- Sosyal Fobi: Sosyal alanlarda yüksek oranda endişe duymadır. Yargılanma ve rezil olmaya yönelik korku hali geliştirir.
Anksiyete Tanısı Nasıl Konur?
Anksiyete tanısı için bireyin öyküsü dinlenmelidir. Öncelikle anksiyeteye yol açacak bir sağlık sorunu var mı bakılır. Tam kan sayımı, tiroid bezi fonksiyon testi, idrar testi gibi testler yapılır Bunun yanında gerekli görülürse elektroensefalografi (EEG), tomografi (BT), elektrokardiyografi (EKG) ve akciğer filmi (X-ray) gibi değerlendirmeler de yapılır.
Altta yatan bir neden olmadığı saptanırsa psikiyatrik değerlendirme de yapılır. Ruhsal muayene sırasında çok yönlü bir değerlendirme yapılır.
Anksiyete Tedavisi Nasıl Olur?
Anksiyete tedavisi ilaç tedavisi ve psikoterapi ile yürütülür. Öncelikle psikiyatrist bir değerlendirme yapar. Daha sonra tedavi öncesi çok yönlü bir inceleme yapılır. Öncelikle fiziksel kaynaklı olup olmadığına bakılır. Ardından kişiye özel bir tedavi planı uygulanır.
İlaç tedavisinde mutlaka uzmanların belirttiği doz ve yönlendirmelere göre alınması gerekir. Psikoterapi yaklaşımlarında ise bilişsel davranışçı ve konuşma terapisine başvurulur. Bilişsel davranışçı terapi ile anksiyete probleminin köküne inilir ve kişi farklı davranışlar edilerek problemi çözer. Anksiyete tedavisi sırasında ilaç tedavisi ve psikoterapi bir arada kullanılabilir.
Anksiyeteye Hangi Bölüm Bakar?
Anksiyete şüphesi olması durumunda öncelikle bir psikiyatriste başvurulmalıdır. Psikiyatrist ve psikolog tarafından yapılan değerlendirme sonucunda kesin tanı konulabilir. Bazen bir nöroloji uzmanı tarafından, altta fiziksel bir neden yatıp yatmadığı araştırılabilir.
Anksiyeteden Nasıl Korunurum?
- Doğru nefes egzersizleri sakinleşme konusunda yardımcı olur.
- Korku ve tehlike anında kişi refleks olarak eğilerek, kalbini ile akciğerlerini korumaya çalışır. Korku anında kişi ayağa kalkıp dik durursa, vücuda korkmadığını göstermiş olur. Bu da sakinleşmeye neden olur.
- Anksiyete anında 3-3-3 kuralı uygulanabilir. Etraftaki üç şey ismi söyleme, duyulan üç sesi söyleme ve vücudun üç bölümünü oynatma sırasıyla yapılır.
- Kaygıya yönelik bir günlük tutmayı ihmal etmeyin.
- Kaygı anında sadece o ana konsantre olmanız gerekiyor.
- Anksiyete tehlikesi olduğu anda farklı meşguliyetlerle geçiştirilmelidir.
- Anksiyeteyi tetiklediği için fazla şeker tüketimi sınırlandırılmalıdır.