Fizik tedavi yapılması gereken durumlarda hangi doktora başvurulmalıdır?

Fizik tedavi yapılması gereken durumlarda başvurulması gereken doktorlar şunlardır:

Ortopedi Uzmanı: Kas, kemik, eklem veya iskelet sistemiyle ilgili sorunlar, yaralanmalar, ameliyat sonrası rehabilitasyon veya ortopedik koşullar (örneğin, bel ağrısı, omuz ağrısı, diz ağrısı vb.) için bir ortopedi uzmanına başvurabilirsiniz.

Nörolog: Beyin, omurilik veya sinir sistemiyle ilgili sorunlar, felç, sinir sıkışması, nöromüsküler hastalıklar veya nörolojik rehabilitasyon gerektiren durumlar için bir nöroloğa başvurabilirsiniz.

Fizikal Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı: Fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında uzmanlaşmış bir doktora başvurarak, kas-iskelet sistemi, sinir sistemi veya romatolojik rahatsızlıklar gibi çeşitli durumlar için fizik tedavi önerisi alabilirsiniz.

Spor Hekimi: Spor yaralanmaları, egzersizle ilişkili sorunlar, spor performansının artırılması veya spor aktivitelerinden kaynaklanan ağrılar için spor hekimine başvurabilirsiniz.

Romatolog: Romatizmal hastalıklar, eklem iltihabı, romatoid artrit, osteoartrit ve fibromiyalji gibi durumlar için bir romatoloğa başvurabilirsiniz.

Travmatoloji Uzmanı: Travma sonrası yaralanmalar, kemik kırıkları, kas ve tendon zedelenmeleri gibi durumlar için bir travmatoloji uzmanına başvurabilirsiniz.

Başvurulması gereken doktor, belirli bir durum veya semptomlara bağlı olarak değişebilir. Hekimler, hastaları değerlendirir ve uygun tedavi planını belirler. Doktorlar, gerekli görürlerse fizik tedavi uzmanlarına yönlendirme yapabilirler.

Bunlar da ilginizi çekebilir


Fizik tedavi ve rehabilitasyon nedir?

Fizik tedavi ve rehabilitasyon; doğuştan olan ya da kaza, yaralanma gibi nedenlerden dolayı vücutta meydana gelen fonksiyonel bozukluklar ya da kayıplarda, kişiyi bazı yöntemler kullanarak tedavi eden ve günlük rutin yaşamına devam edebilmesini sağlayan bir tedavi yöntemidir. Fizik tedavi, tek başına ya da diğer tedavi yöntemleri  ile birlikte uygulanabilir. Fizik tedavide kullanılan bazı yöntemler; ısı, masaj, ışın, ısı, egzersiz, elektrik akımları, sıcak ve soğuk uygulamalardır.

Kendimi neden hep yorgun hissediyorum?

Yorgunluk hissi birçok farklı nedenden kaynaklanabilir ve bazen birkaç faktörün birleşimi nedeniyle meydana gelir. Bazı olası nedenler şunları içerebilir:

  • Yetersiz veya kalitesiz uyku: Uyku problemleri veya uykuya dalma güçlüğü yaşamak, düzensiz uyku saatleri veya uyku apnesi gibi nedenlerle yeterli ve kaliteli uyku alamamak, gün içinde yorgun hissetmenize neden olabilir.
  • Stres ve anksiyete: Yoğun stres veya endişe, fiziksel ve zihinsel enerjinizi tüketebilir ve yorgun hissetmenize neden olabilir.
  • Beslenme alışkanlıkları: Dengesiz veya sağlıksız beslenme, kan şekerinde dalgalanmalara neden olabilir ve gün içinde yorgun hissetmenize neden olabilir.
  • Sedanter yaşam tarzı: Az hareket etmek, fiziksel aktivitenin yetersiz olması, günlük rutininizde az hareket etmek de yorgunluk hissine neden olabilir.
  • Bazı sağlık sorunları: Anemi, tiroid sorunları, diyabet, enfeksiyonlar, kronik ağrı, hormonal dengesizlikler gibi bazı sağlık sorunları da yorgun hissetmenize neden olabilir.
  • Bazı ilaçlar: Bazı ilaçlar yorgunluk hissi yapabilir, özellikle de uyku hali yapabilen ilaçlar.

Yorgunluk hissinin altında yatan nedenlerden biri olabileceğinden, bir doktor veya bir sağlık uzmanı ile konuşarak nedenleri araştırmak faydalı olabilir. Ayrıca, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve uyku alışkanlıkları ile yorgunluğun üstesinden gelebilirsiniz.

Hangi ağrılar için fizik tedavi önerilir?

Fizik tedavi, birçok ağrı türünün tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Aşağıda fizik tedavinin önerildiği bazı ağrı türleri sıralanmaktadır:

Omurga ağrısı: Fizik tedavi, omurga ağrısı için önerilen bir tedavi yöntemidir. Fizik tedavi, kasların güçlendirilmesi, esnekliğinin artırılması ve hareket açıklığının artırılması gibi amaçlarla kullanılabilir.

Kas-iskelet sistemi ağrıları: Kas-iskelet sistemi ağrıları, fizik tedavinin önerildiği bir diğer ağrı türüdür. Fizik tedavi, kasları güçlendirerek, esnekliğini artırarak ve ağrıyı azaltarak yardımcı olabilir.

Yaralanmalar: Fizik tedavi, yaralanmaların tedavisinde de kullanılabilir. Yaralanmalar sonrasında kasların güçlendirilmesi, esnekliğinin artırılması ve hareket açıklığının artırılması amaçlanır.

Nöropatik ağrılar: Nöropatik ağrılar, sinirlerin hasar gördüğü durumlarda ortaya çıkan ağrılardır. Fizik tedavi, sinir hasarını azaltarak ve kasların güçlendirilmesi ile ağrıyı azaltabilir.

Fibromiyalji: Fibromiyalji gibi kronik ağrı sendromları, fizik tedavinin önerildiği diğer bir ağrı türüdür. Fizik tedavi, kasları güçlendirerek, esnekliğini artırarak ve ağrıyı azaltarak yardımcı olabilir.

Fizik tedavi, ağrı tedavisinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Ancak, herhangi bir sağlık sorunu varsa öncesinde doktor görüşü almak önemlidir. Fizik tedavi, genellikle bir uzman tarafından yapılmalıdır.

Fizik tedavi nedir ve hangi durumlarda kullanılır?

Fizik tedavi, çeşitli yöntemler ve teknikler kullanarak hastaların hareketliliklerini, fonksiyonlarını, fiziksel güçlerini ve yaşam kalitelerini iyileştirmeyi amaçlayan bir rehabilitasyon sürecidir. Fizik tedavi, genellikle bir fizyoterapist veya fizik tedavi uzmanı tarafından uygulanır ve bireylerin sağlık sorunlarına ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir tedavi planı içerir.

Fizik tedavi çeşitli durumlar ve rahatsızlıklar için kullanılabilir, bunlar arasında şunlar yer alır:

Kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları: Fizik tedavi, kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarının tedavisinde etkili olabilir. Örneğin, bel ve boyun ağrıları, osteoartrit, romatoid artrit, skolyoz, spor yaralanmaları, kas zorlanmaları ve kırıklar gibi durumlar fizik tedavi ile iyileştirilebilir.

Nörolojik rahatsızlıklar: Fizik tedavi, nörolojik sorunlara sahip bireylerin tedavisinde yardımcı olabilir. Bunlar arasında inme sonrası rehabilitasyon, multipl skleroz, Parkinson hastalığı, omurilik yaralanmaları ve periferik sinir hasarı gibi durumlar yer alır. Fizik tedavi, hareket kontrolünü, dengeyi, koordinasyonu ve kas gücünü geri kazanmaya yardımcı olabilir.

Solunum sistemi rahatsızlıkları: Fizik tedavi, solunum sistemi rahatsızlıklarının yönetiminde önemli bir rol oynayabilir. Astım, KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) ve akciğer enfeksiyonları gibi durumlarda solunum egzersizleri ve solunum kaslarını güçlendirme teknikleri kullanılabilir.

Kardiyovasküler rahatsızlıklar: Fizik tedavi, kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde ve kalp sağlığının iyileştirilmesinde kullanılabilir. Koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği ve kalp krizi sonrası rehabilitasyon gibi durumlar için egzersiz programları, kardiyak rehabilitasyon ve yaşam tarzı yönetimi önerilebilir.

Pediatrik rahatsızlıklar: Fizik tedavi, çocuklarda gelişimsel gecikme, kas güçsüzlüğü, kas iskelet sistemi problemleri, doğumsal bozukluklar ve nörolojik sorunların tedavisinde kullanılabilir.

Fizik tedavi yöntemleri nelerdir?

Fizik tedavi, çeşitli yöntemler ve teknikler kullanarak hastaların iyileşmesini ve fonksiyonlarını geliştirmeyi hedefler. İşte yaygın olarak kullanılan bazı fizik tedavi yöntemleri:

Egzersiz terapisi: Egzersizler, hastanın kas gücünü, esnekliğini, dayanıklılığını ve hareketliliğini artırmaya yönelik yapılan terapilerdir. Spesifik egzersiz programları, hastanın durumuna ve ihtiyaçlarına göre uyarlanır. Bu egzersizler, kas iskelet rahatsızlıkları, nörolojik sorunlar, kardiyovasküler hastalıklar ve solunum sorunları gibi çeşitli durumların tedavisinde kullanılır.

Manuel terapi: Fizik terapistin ellerini kullanarak yapılan elle müdahale teknikleridir. Bu teknikler, kasları gevşetmek, eklemleri manipüle etmek, doku esnekliğini artırmak ve ağrıyı azaltmak için kullanılır. Manuel terapi, kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarının tedavisinde sıklıkla uygulanır.

Elektroterapi: Elektrik akımı kullanarak yapılan tedavi yöntemleridir. Bu yöntemler arasında TENS (Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu), EMS (Elektriksel Kas Stimülasyonu), lazer terapi ve ultrason gibi teknikler yer alır. Elektroterapi, ağrıyı azaltma, kasları güçlendirme, dolaşımı artırma ve iyileşmeyi teşvik etme amacıyla kullanılır.

Sıcak ve soğuk tedavisi: Sıcak ve soğuk uygulamaları, ağrıyı azaltmak, şişlikleri kontrol altına almak ve kasları rahatlatmak için kullanılır. Sıcak uygulamalar, kan dolaşımını artırırken, soğuk uygulamalar ise iltihaplanmayı azaltabilir. Bu tedavi yöntemi, kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları ve yaralanmaların tedavisinde etkilidir.

Traksiyon: Traksiyon, omurgayı çekme veya germe işlemidir. Bu yöntem, boyun ve bel ağrısı gibi durumların tedavisinde kullanılır. Traksiyon, omurgadaki basıncı azaltarak ağrıyı hafifletebilir ve sinir sıkışmalarını rahatlatabilir.

Fizik tedavide hangi aletler kullanılır?

Fizik tedavi, çeşitli aletler ve ekipmanlar kullanılarak gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir. Bu aletler, hastanın hareket kabiliyetini artırmak, ağrıyı azaltmak, doku iyileşmesini desteklemek ve işlevselliği geliştirmek için kullanılır. İşte yaygın olarak kullanılan bazı fizik tedavi aletleri:

Elektroterapi cihazları: Elektriksel enerji kullanarak tedavi sağlar. TENS (Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu) cihazları, elektromiyografi (EMG) cihazları, interferansiyel akım (IFC) cihazları ve ultrason cihazları bu kategoriye örnek olarak verilebilir.

Isı terapisi cihazları: Vücuda ısı uygulayarak dolaşımı artırır, kasları rahatlatır ve ağrıyı azaltır. Sıcak havlu uygulamaları, sıcak su torbaları, parafin banyoları, kızılötesi lambalar ve ısı paketleri bu amaçla kullanılan araçlardan bazılarıdır.

Soğuk terapi cihazları: Doku şişmesini azaltmak, ağrıyı kontrol altına almak ve yaralanmaların iyileşmesini hızlandırmak için kullanılır. Buz paketleri, soğuk kompresler ve kriyoterapi cihazları bu kategoride yer alır.

Egzersiz aletleri: Fizik tedavi programlarında genellikle egzersizlerin yapılmasını desteklemek için kullanılır. Egzersiz bisikletleri, koşu bantları, el pedalları, terapi merdivenleri ve elastik bantlar bu tür aletlere örnek olarak verilebilir.

Manuel tedavi araçları: Fizik tedavide manuel terapi uygulamalarında kullanılan çeşitli araçlar bulunur. Bu araçlar arasında masaj aletleri, terapi topu, parmak güçlendiriciler, kavrama aparatları ve kas gevşeme aletleri bulunabilir.

Yardımcı cihazlar: Hasta hareketliliğini ve işlevselliğini artırmak için kullanılan çeşitli yardımcı cihazlar mevcuttur. Yürüme yardımcıları (baston, koltuk değneği, tekerlekli yürüteçler), protezler, ortezler ve tekerlekli sandalyeler bu kategoriye örnek olarak verilebilir.

Fizik tedavi sürecinde kullanılan aletler ve ekipmanlar, tedavinin türüne, hastanın ihtiyaçlarına ve fizyoterapistin tercihlerine bağlı olarak değişebilir.

Fizik tedavi sonrası ne kadar süre dinlenmek gerekir?

Fizik tedavi sonrası dinlenme süresi, tedavinin türüne, hastanın durumuna ve tedavi hedeflerine bağlı olarak değişebilir. Her hasta farklıdır ve iyileşme süreci kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, dinlenme süresi konusunda genel bir kural olmamakla birlikte, aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurulabilir:

Tedavinin amacı: Fizik tedavi, bazen ağrıyı azaltmak veya şişliği kontrol altına almak gibi akut bir sorunu hafifletmek için uygulanabilir. Bu tür tedavilerden sonra dinlenme süresi genellikle kısa olabilir. Ancak, bazı durumlarda tedavinin amacı, uzun süreli bir rehabilitasyon süreci ve iyileşme sağlamak olabilir. Bu durumda dinlenme süresi daha uzun olabilir.

Tedavi sürecinin yoğunluğu: Fizik tedavi süreci bazen yoğun egzersizler, manuel terapi seansları ve aktif katılım gerektirebilir. Bu durumda, tedavi sonrası dinlenme süresi, vücudun dinlenmeye ihtiyaç duyduğu kadar olabilir.

Hastanın durumu: Hastanın genel sağlık durumu, iyileşme potansiyeli ve toleransı da dinlenme süresini etkileyebilir. Bazı hastalar hızlı bir şekilde toparlanırken, diğerleri daha uzun bir iyileşme sürecine ihtiyaç duyabilir.

Fizyoterapistin önerileri: Fizyoterapist, tedavi sonrası dinlenme süresi konusunda en iyi rehberlik sağlayacaktır. Tedavinin planlanmasında ve iyileşme sürecinde size özel tavsiyelerde bulunacaklardır. Fizyoterapistinizin önerilerini takip etmek, sağlıklı bir iyileşme süreci için önemlidir.

Sonuç olarak, fizik tedavi sonrası dinlenme süresi kişiden kişiye değişebilir. Fizyoterapistinizin önerilerini takip etmek ve bedeninizin dinlenmeye ihtiyaç duyduğu sinyalleri gözlemlemek önemlidir. Eğer endişeleriniz veya belirsizlikleriniz varsa, fizyoterapistinizle konuşarak durumunuzu değerlendirebilir ve uygun bir dinlenme planı oluşturabilirsiniz.

Fizik tedavi süresi ne kadardır ve kaç seans yapılır?

Fizik tedavi süresi ve seans sayısı, tedavinin amacına, hastanın durumuna, sorunun ciddiyetine ve tedaviye verilen yanıta bağlı olarak değişebilir. Her hasta farklıdır ve tedavi süreci kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Fizik tedavi süresi ve seans sayısı, hastanın iyileşme hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacak şekilde bireysel olarak belirlenir.

Tedavi süresi genellikle birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebilir. Ancak, daha uzun süren kronik durumlar veya ciddi yaralanmalar durumunda tedavi süresi daha uzun olabilir. Tedavinin süresi, hastanın yanıtına bağlı olarak da ayarlanabilir.

Fizik tedavi seans sayısı da değişebilir. Başlangıç değerlendirmesi sonrasında fizyoterapist, hastanın durumunu değerlendirir ve tedavi planını belirler. Seans sayısı, tedaviye yanıt verme hızı, ilerleme ve iyileşme göz önünde bulundurularak belirlenir. Bazı durumlarda, haftada birkaç seans gerçekleştirilirken, diğer durumlarda haftada sadece bir seans yapılabilir. Tedavi sürecinde ilerledikçe seans sayısı azaltılabilir veya artırılabilir.

Önemli olan, fizyoterapistinizin önerilerini takip etmek ve tedavi planını doğru bir şekilde uygulamaktır. Tedavinin süresi ve seans sayısı konusunda en iyi rehberlik sağlayacak olan fizyoterapistinizdir. Düzenli olarak tedaviye devam etmek ve fizyoterapistinizle iletişim halinde olmak, sağlıklı bir iyileşme süreci için önemlidir.

Fizik tedavide ne tür egzersizler yapılır?

Fizik tedavide kullanılan egzersizler, hastanın durumuna, tedavinin amacına ve fizyoterapistin değerlendirmesine bağlı olarak değişebilir. Fizik tedavide amaç genellikle hareket kabiliyetini artırmak, kasları güçlendirmek, esnekliği geliştirmek, postürü düzeltmek ve işlevselliği iyileştirmektir. İşte fizik tedavide sıkça kullanılan egzersizlerden bazıları:

Güçlendirme egzersizleri: Bu egzersizler, kasları güçlendirmek ve dayanıklılığı artırmak için kullanılır. Ağırlık kaldırma, direnç bantları, ağırlık makineleri veya vücut ağırlığı kullanarak yapılan egzersizler bu kategoriye örnek olarak verilebilir.

Esneme egzersizleri: Esneme egzersizleri, kasların esnekliğini artırmak ve hareket açıklığını iyileştirmek için kullanılır. Bu egzersizler genellikle statik veya dinamik germe hareketlerinden oluşur.

Denge ve koordinasyon egzersizleri: Bu egzersizler, dengeyi geliştirmek, koordinasyonu artırmak ve postürü düzeltmek için kullanılır. Tek ayakta durma, denge tahtası kullanma, göz ve el koordinasyonunu geliştiren egzersizler bu kategoriye örnek olarak verilebilir.

Aerobik egzersizler: Aerobik egzersizler, kalp ve dolaşım sistemini güçlendirmek, kardiyo dayanıklılığını artırmak ve genel kondisyonu iyileştirmek için kullanılır. Yürüyüş, bisiklet sürme, yüzme ve eliptik makine gibi egzersizler bu kategoriye örnek olarak verilebilir.

Fonksiyonel egzersizler: Bu egzersizler, günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmek için gerekli olan hareketleri ve işlevleri hedefler. Örneğin, merdiven çıkma, yerden kalkma, yürüme, çeviklik egzersizleri gibi aktiviteler bu kategoriye örnek olarak verilebilir.

Fizik tedavide kullanılan egzersizler, hastanın ihtiyaçlarına ve tedavinin amaçlarına göre kişiselleştirilir. Fizyoterapist, hastanın durumunu değerlendirdikten sonra uygun egzersizleri belirler ve tedavi planını oluşturur. Tedavi sürecinde düzenli olarak egzersizleri yapmak, tedavinin etkinliğini artırmaya yardımcı olur.

Fizik tedavi sırasında ağrı olur mu?

Fizik tedavi sırasında bazı durumlarda hafif bir rahatsızlık veya ağrı hissi olabilir. Bu durum, tedavinin türüne, hastanın durumuna ve kişisel toleransına bağlı olarak değişebilir. Fizik tedavi, bazen kasları germe, dokulara baskı uygulama veya hareket aralığını artırma gibi manipülasyonlar içerebilir, bu nedenle tedavi sırasında geçici bir rahatsızlık hissi normal olabilir.

Ancak, fizik tedavinin amacı genellikle ağrıyı azaltmak veya ortadan kaldırmak olduğundan, fizyoterapistler rahatsızlık hissini en aza indirmek için özen gösterirler. Hastaların ağrı eşiğine ve rahatsızlık düzeyine dikkat edilir ve tedavi planı buna göre uyarlanır.

Eğer fizik tedavi sırasında ağrı şiddetli veya dayanılmaz hale gelirse, hemen fizyoterapistinize bildirmeniz önemlidir. Fizyoterapist, tedaviyi ayarlayabilir veya alternatif yöntemler kullanarak daha rahat bir tedavi deneyimi sağlayabilir. Ayrıca, tedavi sonrası ağrı veya rahatsızlık devam ederse veya şiddetlenirse, durumu fizyoterapistinizle paylaşmanız önemlidir.

Unutmayın ki fizik tedavinin genel amacı iyileşme ve ağrıyı azaltmaktır. Fizyoterapistiniz, tedavi sürecinde size rehberlik edecek ve herhangi bir rahatsızlık durumunda size destek olacaktır.

Yeni SSS


Penis akıntısı, penisin ucundan gelen, idrar veya meni olmayan bir sıvıdır. Bu akıntının çeşitli türleri ve nedenleri vardır.  Penis akıntısı Penis akıntısı, genellikle enfeksiyonlar veya iltihaplanma nedeniyle penisten gelen sıvıdır. En yaygın nedenler cins ...


Hemofili A, kanın pıhtılaşmasını etkileyen genetik bir bozukluktur. Bu hastalık, pıhtılaşma sürecinde kritik bir rol oynayan Faktör VIII proteininin eksikliği veya yetersizliği nedeniyle ortaya çıkar. Hemofili A, kalıtsal bir ...


Bilgisayarlı Tomografi (BT), vücudun iç yapılarının ayrıntılı görüntülerini elde etmek için kullanılan gelişmiş bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Röntgen ışınları ve bilgisayar teknolojisi bir araya getirilerek kemikler, organlar, yumuşak dokular ve kan damarları gibi iç yapıları ...


Ultrason, yüksek frekanslı ses dalgaları kullanarak vücudun iç yapılarının görüntülenmesini sağlayan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Bu ses dalgaları, farklı dokulardan farklı şekilde yansıyarak bir görüntü oluşturur. Ultrason, radyasyon kullanmadığı için güvenli kabul edilir v ...


Ultrason genellikle çekilecek bölgeye göre aç veya tok karna çekilebilir. Çoğu karın bölgesi ultrasonu için 8-12 saatlik açlık gerekir. Bunun nedeni, yiyeceklerin sindirim sistemini etkileyerek ultrason görüntüsünün netliğini bozabilmesidir. Ancak bazı ul ...


Vajinadan peynir kesiği şeklinde akıntı, genellikle vajinal kandidiyazis olarak bilinen bir mantar enfeksiyonuna işaret eder. Kandidiyazis, Candida albicans adı verilen bir mantara bağlı olarak oluşur. Belirtileri arasında: Kalın, beyaz ve peynirimsi akıntı ...


Doğum kontrol hapı, istenmeyen gebelikleri önlemek için kullanılan hormonal ilaçtır. Genellikle östrojen ve progestin hormonlarının bir kombinasyonunu içerirler, ancak sadece progestin içeren haplar da mevcuttur. Doğum kontrol hapları etki mekanizmaları; ...


Yasmin, gebeliği önlemek için kullanılan bir kombine oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) olup, içerdiği hormonlar nedeniyle vücuttaki doğal hormonları düzenleyerek yumurtlamayı engeller. Ayrıca, rahim iç ...


Profolmix besin takviyeleri, çeşitli sağlık ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirilmiş bir dizi besin takviyesidir. Farklı formülleriyle, kadın sağlığından bağışıklık sistemine, şeker metabolizmasından enerji seviyelerine kadar birçok alanda destek sunmayı amaçlar. Pro ...


Ella, bir tür acil kontrasepsiyon ilacıdır ve genellikle korunmasız cinsel ilişki sonrası hamileliği önlemek için kullanılır. Aşağıda Ella'nın sıkça sorulan sorularına (SSS) yanıt bulabilirsiniz: Ella Nedir? Ella, korunmasız cinsel ilişkiden sonra veya doğum ...


SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu), hastaların sağlık hizmetlerinden daha kolay yararlanabilmesi ve bazı sağlık harcamalarından muaf tutulabilmesi için kronik hastalıkları kapsayan bir liste tutar. Bu listede yer alan hastalıklar genellikle uzun süreli tedavi ve bakım gerektiren, kişinin yaşam kalitesi ...


Topuk dikeni (plantar fasiit) hakkında sıkça sorulan sorular ve cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz; Topuk dikeni nedir? Topuk dikeni, ayak tabanındaki plantar fasya adı verilen bağ dokusunun iltihaplanması ve topuk kemiğine (kalkaneus) yakın bir bölgede kemi ...


Gliotik odak, genellikle beyin dokusunda hasar veya iltihaplanma sonrası oluşan skar dokusunu ifade eder. Bu durum, birçok farklı beyin hastalığı veya yaralanması sonrası görülebilir. Gliotik odak hakkında sıkça sorulan sorular ve yanıtları aşağıda bulabilirsiniz: Glio ...


Bronşektazi, akciğer içindeki hava yollarının (bronşların) geri dönüşümsüz bir şekilde genişlemesi ve hasar görmesi sonucu oluşan kronik bir akciğer hastalığıdır. Bu genişleme, bronşların normal yapısının bozulmasına ve mukus ...


Plöroparankimal bant formasyonları, akciğerleri çevreleyen zar olan plevra ile akciğer dokusu arasındaki yapışıklıkları ifade eder. Bu yapışıklıklar genellikle daha önce geçirilmiş enfeksiyonlar, iltihaplanmalar veya cerrahi müdahaleler sonucu oluşabilir. Plörop ...