Yirmi yaş dişini çektirmek gerekir mi?
Bir sıkıntıya neden olmadığı sürece yirmi yaş dişini çektirmek gerekmez. Tam gömülü olan dişlerde ağrı sorunu varsa, gömülü yirmilik diş nedeniyle kist oluşmuşsa, çürüme ve apse oluşumu varsa yirmilik dişin çekilmesi uygundur.
Sen de kendi sorunu sor
Bunlar da ilginizi çekebilir
Ağız ve diş sağlığı nedir?
Ağız ve diş sağlığı; ağız ve diş bölgesinin zararlı organizmalara, olası tehlikelere karşı korunması, bakımının düzenli yapılması ve estetik olarak bu bölgede beklentilerin karşılanması adına yapılan düzenli uygulamalardır.
Ağız sindirim sisteminin ilk başlangıç noktası olduğundan dış dünyaya karşı açık ve tehlike altındadır. Üstelik besinlerle direkt olarak temas ettiği için mikroorganizmaların çoğalmasına çok uygun bir ortama sahiptir. Ağız ve dişlerde doğru, düzenli ve etkili bir şekilde ağız ve diş bakımı yapılmadığında önemli sağlık sorunları ile karşılaşabilirsiniz.
Ağız içinde yer alan dokular ve dişlerde bakım eksikliğine bağlı çok çeşitli hastalıklar çıkabilir. Bu durum vücutta birçok fonksiyonu etkileyen sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Aynı zamanda bakımsız olan ağız ve dişler görünüm açısından da kişilerde sosyal, psikolojik ve fizyolojik problemlere yol açabilir.
Tüm bu nedenler sebebiyle ağız ve diş bakımı her yaşta dikkat etmeniz gereken bir husustur.
Süt dişleri çekilir mi?
Süt dişleri, sorun olduğunda çekilir mi? Süt dişlerindeki çürük tedavi edilmediği zaman ağrı, apse, yetersiz beslenme, büyüme ve gelişme, konuşma bozukluklarına neden olabilir. Bu çürükler tedavi edilebilir. Ancak zorunlu olduğunda da süt dişi çekilebilir. Bu durumda diş etinin kapanmaması ve alttan gelecek olan kalıcı dişin çıkabilmesi için yer kaplayıcılar kullanılır.
Ağız kurumasına hangi bölüm bakar?
Ağız kuruluğu, tükürük bezlerinin yetersiz tükürük salgılamasından kaynaklanan ve kişiyi oldukça rahatsız eden bir durumdur. Peki ağzı kuruyan bir kişi hastaede hangi bölüme gitmeli? Hangi bölümden randevu almalı? Ağız önemli bir organdır. Görevi gereği ağzın içinin sürekli olarak nemli olması gerekir. Bunun için de tükürük bezleri tükürük salgılar. Tükürük salgısı ağız ve diş sağlığı için çok önemlidir. Eğer tükrük yeteri kadar üretilemez ise, ağız içi nemliliğini yitirir ve kurur. Ayrıca bazı hastalıklar ve ilaçlar da tükürük miktarını azaltır. Ağzın kuruması sonucu dişlerde çürüme, dişeti hastalıklarında artış ve ağız içinde sıkça mantar enfeksiyonları görülür.
Ağız kuruluğuna hangi bölüm bakar? Ağzı kuruyan bir kişi hastanede hangi bölüme, hangi bölüm doktoruna gitmeli?
Ağız kuruluğundan yakınan bir kişi öncelikle bir iç hastalıkları (dahiliye) doktoruna gitmeli. Altta yatan nedene göre doktorunuz sizi gerekirse kulak burun boğaz, romatoloji ya da diş hekimliği bölümüne yönlendirecektir.
Ağız kuruluğu neden olur?
Ağız kuruluğu, ağızdaki bezler tarafından salgılanan tükürük miktarının yetersizliği sonucu ortaya çıkar. Kişiyi oldukça rahatsız eden ve yaşam kalitesini düşüren bu durum çeşitli hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçlardan kaynaklanabilir. Ağız kuruluğunun başlıca nedenleri şunlardır;
Kullanılan bazı ilaçlar ağız kuruluğunan neden olabilir. Depresyon ilaçları, idrar kaçırma tedavisinde kullanılan ilaçlar, alerji ilaçları, diüretikler, kalp ilaçları, ağrı kesiciler, yatıştırıcı ilaçlar ve tansiyon ilaçları ağız kuruluğuna yol açabilir.
Ağız kuruluğu, bazı hastalıkların belirtisi olabilir. Şeker hastalığı (diabet), parkinson hastalığı, sjögren sendromu, HIV/AIDS gibi hastalıklar ağız kuruluğuna neden olabilir.
Radyasyon tedavisi ve kemoterapi ağız kuruluğuna neden olabilir.
Alkol ve sigara kullanımı
Burun tıkanıklığı
Peki ağız kuruluğu olan bir kişi hangi bölüm doktoruna gitmeli? Öğrenmek için tıklayın
Ağız kokusu nedenleri nelerdir?
Ağız kokusu tıpta halitosis olarak bilinir. Genellikle ağız boşluğundan kaynaklanır. Ağız kokusu yapan başlıca nedenler şunlardır;
- Ağız boşluğu (diş, diş eti iltihabı)
- Solunum sistemi hastalıkları (akciğer ilithabı, bronşektazi)
- Sindirim sistemi hastalıkları (mide reflüsü gibi)
- Boşaltım sistemi kaynaklıdır. (üre, böbrek yetmezliği gibi)
- Beslenme alışkanlığı
- Kullanılan ilaçlar
Ağız kokusu (halitozis) nedir?
Ağız kokusu (halitozis), hoş olmayan nefes kokusu olarak tanımlanabilir. Ağız kokusunun nedenleri çeşitlidir. Hem erkekler hem kadınlar arasında sıkça görülebilen ağız kokusu, kişilerin sosyal yaşantılarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Halitozis, ağız içi veya ağız dışı nedenlerden kaynaklanabilir..
Ağız kuruluğunun nedenleri nelerdir?
Ağız kuruluğunun başıca nedeneleri şunlardır;
- Tükrük bezi hastalıkları
- Romatoid Artrit, Sjögren sendromu, Sistemik Lupus Eritematozus, Skleroderma gibi otoimmun hastalıklar
- Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)
- Hepatit (Karaciğer iltihabı)
- Vitamin Eksikliği ( A vit, B12, C vitamin eksikliği)
- Menopoz
- Stres
Kanal tedavisi acıtır mı ?
Kanal tedavisi öncesinde, işlemin uygulancağı bölge iğe ile uyuşturulur. Böylece kanal tedavisi sırasında kişi herhangi bir acı ya da ağrı duymaz. İşlem yapılacak bölgenin diş etine ince bir iğne ile uyşturucu etkisi olan ilaç verilir. Batırılan bu iğne ise sadece birkaç saniye sinek ısırığı şeklinde hafif bir acı veriri.
Kanal tedavisi zor bir tedavi midir?
Kanal tedavisi sırasında, dişin ortasındaki boşlukta (kanal) bulunan sinir ve diş özü (pulpa) çıkartılarak dişin iç kısmı temizlenir. Daha sonra bu boşluk özel bir dolgu maddesi ile doldurulur. Kanal tedavisi, her ne kadar toplum arasında zor bir tedavi olarak görülse de, gelişen teknolojinin sağladığı kolaylıklar ve uzman bir endodontist tarafından gerçekleştirildiği takdirde kolay bir tedavi yöntemidir.
Kanal tedavisi yapılan diş ağrır mı?
Kanal tedavisinde dişin kanalları içerisinde bulunan sinirler alınır ve bu kanal özel bir madde ile doldurulur. Dolayısıyla eğer doğru bir tedavi uygulandıysa yani geride sinir bırakılmadıysa, kanal tedavisi sonrasındaki dönemde artık diş ağrısı olmaz.
Yeni SSS
Sık cinsel ilişki, prostat büyümesine yol açmaz. Prostat büyümesi yaşla birlikte ortaya çıkan hormonal değişikliklere, özellikle de testosteron ve dihidrotestosteron gibi hormonların etkilerine bağlıdır. Bunun dışınd ...
Kıl kurdu, bağırsaklarda yaşayan ve özellikle çocuklar arasında yaygın görülen bir paraziter enfeksiyondur. Enfeksiyon, genellikle kıl kurdu yumurtalarının ağız yoluyla vücuda alınmasıyla başlar. Kıl kurdu dişi, geceleri anüs etrafına yumurtalarını bırakırken, bu durum kaşıntıya ...
Doğum sonrası kilo verme süreci, yeni anneler için fiziksel ve duygusal olarak zorlu bir dönemi temsil edebilir. Gebelik sürecinde vücutta meydana gelen değişiklikler ve doğumun ardından vücudun eski haline dönmesi ...
Polikistik over sendromu belirtileri arasında adet düzensizlikleri, aşırı tüylenme, akne, kilo alımı ve kısırlık gibi hormonal ve metabolik sorunlar bulunmaktadır. P ...
Ketojenik diyet, düşük karbonhidrat ve yüksek yağ alımına dayanan bir beslenme şeklidir. Temel amacı, vücudu karbonhidrat yerine yağları enerji kaynağı olarak kullanmaya teşvik ederek ketozis adı verilen bir metabolik duruma sokmaktır. Etkili bir ketojenik diyet listesi hazırlark ...
Yağ yakmaya yardımcı olan besinler metabolizmayı hızlandırarak, tokluk hissini artırarak veya vücutta yağ yakımını destekleyerek etki gösterir. Yağ yakımı, sağlıklı bir vücut ağırlığına ulaşmak ve bunu korumak isteyenler için önemli bir hedeftir. Ancak, bu süreç yalnızca ...
Meteospasmyl, sindirim sistemi rahatsızlıklarında kullanılan bir ilaçtır. Etken madde olarak alverin sitrat ve simetikon içerir. Alverin sitrat, bağırsak kaslarını gevşeterek spazmları azaltırken, simetikon gaz kabarcıklarının birleşmesini sağlayarak gazın atılmasını kolaylaştırır. Meteospasmyl k ...
Bağırsak sağlığı, genel sağlık için kritik öneme sahiptir ve doğru besinler tüketerek bağırsak florasını desteklemek mümkündür. Bağırsak sağlığını korumak, genel sağlığı desteklemek ve sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlamak için doğru besinlerin tüketilmesi büyük önem ta ...
Diyabet hastaları için diyet, kan şekerini dengede tutmak, sağlıklı bir kiloyu korumak ve diyabetle ilişkili olası komplikasyonları azaltmak amacıyla planlanır. Aşağıda genel bir diyet listesi sunulmaktadır. Ancak, diyetin bireysel ihtiyaçlara göre mutlaka bir diyetisyen veya dok ...
Hamileliğin ilk dört haftası, birçok kadın için fark edilmeyen ya da hafif belirtilerle geçebilen bir dönem olabilir. Bu dönemde, çoğu kadın sadece adet gecikmesi ile hamileliklerini fark edebilir. Ancak bazı kadınlar, erken gebelik belirtileri yaşamaya başlayabilir. 4 haftalık g ...
Alerji ilaçlarının yan etkileri, kullanılan ilacın türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Antihistaminikler genellikle uyuşukluk, baş dönmesi, ağız kuruluğu ve uyku hali gibi yan etkilere yol açabi ...
Cilt lekeleri için etkili bir krem seçerken, lekenin türüne göre uygun bileşenler içeren ürünler tercih edilmelidir. C vitamini, lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı olan güçlü bir antioksidan olup, cilt tonunu aydınlatır ve eşitler. Niacinamide (B3 vitamini) ise pigmentasyon ...
Varis tedavisi için evde yapılabilecek bazı uygulamalar, belirtileri hafifletmeye ve ilerlemesini önlemeye yardımcı olabilir. Öncelikle, düzenli olarak bacakları yüksekte tutmak, kanın bacaklarda birikmesini engelleyerek şişlik ve ağrıyı azaltabilir. Ayrıca, bacakları hafifçe yuk ...
Bağışıklık sistemini doğal yollarla güçlendirmek için dengeli bir beslenme, düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stresten uzak kalmak önemlidir. Vitamin ve mineral açısından zengin gıdalar, özellikle C vitamini, D vitamini ve çinko gibi bağışıklık sistemini destekleyen besinler tüke ...
Çocuklarda demir eksikliği belirtileri, genellikle halsizlik, yorgunluk, soluk cilt, baş dönmesi, konsantrasyon güçlüğü ve huzursuzluk şeklinde ortaya çıkar. Ayrıca, çocuklar daha çabuk yorulabilir, fiziksel aktivitelerde zorlanabilir ve okul başarısında düşüş yaşayabilirler. Dem ...