İşitme kaybı nasıl oluşur?

İşitme kaybı birçok farklı nedenle ortaya çıkabilir. Bunlar şunları içerir:

Yaşlanma: İlerleyen yaş, işitme kaybının en yaygın nedenidir. Yaşa bağlı işitme kaybı genellikle yavaş ve zamanla artan bir süreçtir.

Gürültü: Uzun süreli gürültüye maruz kalma, işitme kaybına neden olabilir. Bu nedenle, işitme koruyucu kulaklıklar gibi önlemler almak önemlidir.

Genetik faktörler: Bazı işitme kaybı türleri, genetik faktörlerden kaynaklanabilir. Aile öyküsü olan kişilerde işitme kaybı riski daha yüksektir.

İlaçlar: Bazı ilaçlar, özellikle yüksek dozda alındığında veya uzun süre kullanıldığında işitme kaybına neden olabilir.

Yaralanmalar: Kafa yaralanmaları veya barotravma gibi yaralanmalar, işitme kaybına neden olabilir.

Enfeksiyonlar: Kulak enfeksiyonları, işitme kaybına neden olabilir. Bunlar arasında kulak iltihabı ve menenjit gibi enfeksiyonlar yer alır.

İç kulak hastalıkları: İç kulakta yer alan yapıların hasar görmesi veya hastalanması, işitme kaybına neden olabilir. Bunlar arasında Meniere hastalığı ve iç kulak iltihabı yer alır.

Tümörler: İç kulağın veya işitme sinirinin tümörleri işitme kaybına neden olabilir.

İşitme kaybı, bir veya her iki kulağı etkileyebilir ve hafiften ileri dereceye kadar değişen şiddette olabilir. İşitme kaybı türüne ve şiddetine bağlı olarak, işitme cihazları veya cerrahi müdahaleler gibi tedavilerle yönetilebilir.

Sen de kendi sorunu sor

Bunlar da ilginizi çekebilir


İşitme nedir? Nasıl gerçekleşir?

İşitme, kısaca çevredeki sesleri algılamadır. Çevredeki sesler, kulak kepçesi tarafından toplanarak dış kulak kanalı yoluyla kulak zarına iletilir. Kulak zarı, dış kulak yolunun bittiği yerde adeta bir davul zarı gibi gergin halde bulunmaktadır. Gelen sesler kulak zarında titreşime neden olur. Zarda oluşan bu titreşimler, orta kulakta bulunan küçük kemikçikleri harekete geçirir. Kemikçikler vasıtasıyla oval pencere denilen yere iletilen titreşimler,  buarada bulunan salyangoza (koklea) ulaşır. Kokleanın içinde bir sıvı bulunmaktadır. Bu sıvının titreşimiyle tüysü hücrelerde hareketlenme olur. Bu hareketlenme, işitme siniri aracılığıyla beyine elektriksel sinyal olarak ulaşır. Bu sinyal, beynindeki işitme merkezinde anlamlandırılır. 

Hangi faktörler işitme kaybına neden olabilir?

İşitme kaybına neden olan faktörler arasında şunlar bulunabilir:

Yaşlanma: İlerleyen yaş, işitme kaybının en yaygın nedenidir. Yaşa bağlı işitme kaybı genellikle yavaş ve zamanla artan bir süreçtir.

Gürültü: Yüksek sesli ortamlarda uzun süreli maruz kalma, işitme kaybına neden olabilir. Bu nedenle, işitme koruyucu kulaklıklar gibi önlemler almak önemlidir.

Genetik faktörler: Bazı işitme kaybı türleri, genetik faktörlerden kaynaklanabilir. Aile öyküsü olan kişilerde işitme kaybı riski daha yüksektir.

İlaçlar: Bazı ilaçlar, özellikle yüksek dozda alındığında veya uzun süre kullanıldığında işitme kaybına neden olabilir.

Yaralanmalar: Kafa yaralanmaları veya barotravma gibi yaralanmalar, işitme kaybına neden olabilir.

Enfeksiyonlar: Kulak enfeksiyonları, işitme kaybına neden olabilir. Bunlar arasında kulak iltihabı ve menenjit gibi enfeksiyonlar yer alır.

İç kulak hastalıkları: İç kulakta yer alan yapıların hasar görmesi veya hastalanması, işitme kaybına neden olabilir. Bunlar arasında Meniere hastalığı ve iç kulak iltihabı yer alır.

Tümörler: İç kulağın veya işitme sinirinin tümörleri işitme kaybına neden olabilir.

Kimyasal maddeler: Kimyasal maddelere maruz kalmak, özellikle toksik maddelere uzun süre maruz kalınması, işitme kaybına neden olabilir.

Sigara içmek: Sigara içmek, işitme kaybına neden olabilecek birçok sağlık sorununa yol açabilir.

Diyabet: Diyabet, işitme kaybına neden olabilecek sinir hasarı ve dolaşım problemlerine neden olabilir.

Bu faktörlerin işitme kaybına neden olabilmesi için tek başına veya birkaçının bir arada bulunması gerekebilir. İşitme kaybı türüne ve şiddetine bağlı olarak, işitme cihazları veya cerrahi müdahaleler gibi tedavilerle yönetilebilir.

İşitme kaybının belirtileri nelerdir?

İşitme kaybının belirtileri şunlardır:

Konuşma ve diğer sesleri duyamama: İşitme kaybı olan kişiler, özellikle yüksek frekanslı sesleri duymakta zorlanabilirler. Bu nedenle, diğer insanların konuşmalarını veya diğer sesleri duymakta zorlanabilirler.

Konuşmaları net bir şekilde anlamama: İşitme kaybı olan kişiler, konuşmaları duyabilseler bile, söylenen kelimeleri tam olarak anlamakta zorlanabilirler. Özellikle gürültülü ortamlarda bu durum daha da kötüleşebilir.

Televizyon veya radyo gibi sesli cihazları yüksek sesle açma: İşitme kaybı olan kişiler, televizyon veya radyo gibi sesli cihazları yüksek sesle açmak zorunda kalabilirler. Bu durum, aile üyeleri veya komşular tarafından fark edilebilir.

İnsanlarla konuşurken sık sık "ne?" ya da "lütfen tekrar eder misiniz?" gibi ifadeler kullanma: İşitme kaybı olan kişiler, konuştuğu kişilerin söylediklerini tam olarak duyamazlar ve sık sık tekrarlatmalarını veya konuşmanın tekrarlanmasını istemek zorunda kalırlar.

Konuşmalardan uzaklaşma: İşitme kaybı olan kişiler, insanlarla konuşmaktan kaçınabilirler veya sosyal etkinliklerden uzaklaşabilirler.

Çınlama veya kulakta dolgunluk hissi: İşitme kaybı olan kişilerde kulakta çınlama veya dolgunluk hissi olabilir.

Konuşmayı yüksek sesle yapma: İşitme kaybı olan kişiler, kendilerinin duyabildiğinden daha yüksek bir sesle konuşabilirler.

İşitme kaybı, kişiden kişiye farklılık gösteren bir durumdur ve bu belirtilerden herhangi birinin yaşanması, işitme kaybı olduğunu göstermez. Ancak, belirtilerin olması durumunda bir işitme testi yapılması önemlidir. İşitme kaybının erken teşhisi ve tedavisi, işitme kaybının ilerlemesini engelleyebilir ve yaşam kalitesini artırabilir.

İşitme kaybının farklı türleri nelerdir?

İşitme kaybı farklı türlerde olabilir. İşitme kaybı türleri şunlardır:

Konduktif İşitme Kaybı: Dış kulakta, orta kulakta veya kulak zarında bir sorun olduğunda meydana gelir. Bu tür işitme kaybı, genellikle tedavi edilebilir ve cerrahi müdahale veya ilaç tedavisi ile giderilebilir.

Sensorinöral İşitme Kaybı: İşitme sinirinde veya iç kulağın koklea bölgesinde bir sorun olduğunda meydana gelir. Bu tür işitme kaybı, genellikle kalıcıdır ve işitme cihazları veya implantlar gibi teknolojik cihazlar kullanılarak yönetilir.

Karma İşitme Kaybı: Konduktif ve sensorinöral işitme kaybının birleşimidir. Hem dış kulakta veya orta kulakta, hem de iç kulağın koklea bölgesinde bir sorun olduğunda meydana gelir. Bu tür işitme kaybı, hem cerrahi müdahale hem de işitme cihazları veya implantlar gibi teknolojik cihazlar kullanılarak yönetilebilir.

Retrokoklear İşitme Kaybı: İşitme sinirinde veya beyinde bir sorun olduğunda meydana gelir. Bu tür işitme kaybı, genellikle ileri tanı teknolojileri kullanılarak teşhis edilir ve cerrahi müdahale, radyoterapi veya ilaç tedavisi gibi yöntemlerle yönetilir.

İşitme kaybı türleri, hangi bölgede sorun olduğuna bağlı olarak farklı semptomlar ve tedavi seçenekleri gösterir. İşitme kaybı olan kişiler, bir kulak burun boğaz uzmanı veya işitme uzmanına danışarak, hangi tür işitme kaybı olduğunu ve en uygun tedavi seçeneklerini belirlemeleri önerilir.

İşitme kaybının tedavisi var mıdır?

Evet, işitme kaybının tedavisi mümkündür. Tedavi seçenekleri, işitme kaybının türüne, şiddetine ve nedenine bağlı olarak değişebilir. Konduktif işitme kaybı, cerrahi müdahale veya ilaç tedavisi ile tedavi edilebilirken, sensorinöral işitme kaybı genellikle işitme cihazları veya implantlar kullanılarak yönetilir. Karma işitme kaybı için hem cerrahi müdahale hem de işitme cihazları veya implantlar kullanılabilir. Retrokoklear işitme kaybı, cerrahi müdahale, radyoterapi veya ilaç tedavisi gibi yöntemlerle tedavi edilebilir. İşitme kaybı olan kişilerin, bir kulak burun boğaz uzmanı veya işitme uzmanına danışarak, hangi tür işitme kaybı olduğunu ve en uygun tedavi seçeneklerini belirlemeleri önerilir.

İşitme cihazları nasıl çalışır?

İşitme cihazları, dış kulakta veya kulağın içindeki koklear bölgede bulunan işitme kaybının telafisi için tasarlanmıştır. İşitme cihazları, ses dalgalarını bir mikrofon aracılığıyla toplar ve bunları işleme ünitesinde işler. İşlem gören ses, işitme cihazının hoparlörü aracılığıyla kulak içine iletilir. Bu, işitme kaybı olan kişinin işitme kapasitesini artırır. İşitme cihazları, farklı türlerde ve boyutlarda mevcuttur. Bazı işitme cihazları, kulak arkasında veya kulak kanalında takılırken, diğerleri doğrudan koklear bölgeye yerleştirilir. İşitme cihazları, işitme kaybının türüne, şiddetine ve kullanıcının ihtiyaçlarına bağlı olarak farklı özellikler sunar. İşitme cihazları, işitme kaybı olan kişilerin hayat kalitesini artırmalarına ve sosyal etkileşimlerinde kolaylık sağlamalarına yardımcı olabilir.

Hangi durumlarda işitme cihazları kullanılabilir?

İşitme cihazları, işitme kaybı olan kişilerin işitme kapasitelerini artırmak ve işitme sorunlarını telafi etmek için kullanılabilir. İşitme cihazları, konuşma anlaşılabilirliğini artırarak, sosyal etkileşimleri ve iletişimi kolaylaştırır. İşitme cihazları, aşağıdaki durumlarda kullanılabilir:

Sensorinöral işitme kaybı: İşitme sinirinin hasar görmesi sonucu oluşan işitme kaybında işitme cihazları kullanılabilir.

Konduktif işitme kaybı: Dış kulak veya orta kulak problemleri nedeniyle işitme kaybı oluşursa, işitme cihazları bu tür işitme kaybını telafi etmek için kullanılabilir.

Karma işitme kaybı: Hem sensörinöral hem de konduktif işitme kaybı yaşayan kişiler, işitme cihazları kullanarak işitme kayıplarını telafi edebilirler.

Tek taraflı işitme kaybı: Tek kulakta işitme kaybı olan kişiler, işitme cihazları kullanarak işitme kapasitelerini artırabilirler.

İşitme cihazları, işitme kaybının derecesine, türüne ve kullanıcının ihtiyaçlarına göre farklı özellikler sunar. İşitme cihazları, işitme kaybı olan kişilerin işitme sorunlarını çözmelerine yardımcı olabilir ve günlük yaşamlarını kolaylaştırabilir.

Koklear implant nedir ve kimlere uygulanabilir?

Koklear implant, işitme kaybı olan kişilere işitme duyusunu geri kazandırmak için kullanılan bir cihazdır. Koklear implant, işitme sinirinin hasar gördüğü veya işitme cihazlarının yeterli sonuç vermediği durumlarda kullanılır.

Koklear implant, işitme kaybı olan kişinin iç kulağına yerleştirilir ve işitme sinirlerine doğrudan elektriksel uyarılar gönderir. Bu uyarılar, işitme sinirleri tarafından beyne iletilir ve işitme hissi yaratır.

Koklear implant, aşağıdaki durumlarda kullanılabilir:

Sensörinöral işitme kaybı: İşitme siniri hasar görmüş veya işitme cihazları işe yaramadığında koklear implantlar kullanılabilir.

Ağır işitme kaybı: İşitme cihazları ile yeterli sonuç alınamayan ağır işitme kayıplarında koklear implantlar tercih edilebilir.

Tek taraflı işitme kaybı: Tek kulakta işitme kaybı olan kişiler, koklear implant kullanarak işitme kapasitelerini artırabilirler.

Koklear implant, cerrahi bir işlemden sonra yerleştirilir ve işitme rehabilitasyon programı ile desteklenir. Koklear implant kullanımı, işitme kaybı olan kişilerin hayat kalitesini artırabilir, konuşma anlaşılabilirliğini ve sosyal etkileşimleri kolaylaştırabilir.

İşitme kaybı engellilik kapsamına girer mi?

İşitme kaybı, dünya genelinde birçok ülkenin engellilik tanımlamalarına göre engellilik kapsamına girer. İşitme kaybı, bireyin iletişim, eğitim ve istihdam fırsatlarında kısıtlılık yaratabilir ve günlük yaşamda birçok zorluğa neden olabilir. Bu nedenle, işitme kaybı olan kişilere sağlanan çeşitli haklar ve destekler vardır, bu da işitme kaybının engellilik kapsamına girdiğini gösterir. Ancak, her ülkenin engellilik tanımı ve engelli bireylere sağlanan haklar farklıdır, bu nedenle işitme kaybı olan kişilerin ülkelerindeki engellilik yasalarını araştırmaları ve buna göre hareket etmeleri önerilir.

İşitme kaybı nasıl önlenebilir?

İşitme kaybı birçok farklı nedenle oluşabilir ve bazı nedenler önlenebilirken, bazılarına karşı önleyici önlemler almak mümkün olmayabilir. Bununla birlikte, işitme kaybının oluşmasını önlemek için aşağıdaki öneriler uygulanabilir:

Yüksek sesle müzik veya gürültülü ortamlarda koruyucu kulaklıklar kullanmak

İşitme sağlığına zararlı olan ilaçların kullanımından kaçınmak veya doktor önerisiyle kullanmak

Kulak enfeksiyonlarını tedavi ettirmek

Sağlıklı bir yaşam tarzı sürmek, egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek

İşitme koruyucu cihazlar kullanmak (örneğin, kulak tıkaçları veya kulaklık)

İş yerlerinde veya evde gürültüyü azaltmak için uygun önlemleri almak (örneğin, gürültü emici paneller veya duvarlar)

Sigara içmekten kaçınmak veya sigarayı bırakmak

Bu önlemler, işitme kaybını tamamen önleyemeyebilir ancak işitme sağlığını korumaya yardımcı olabilir ve işitme kaybı riskini azaltabilir. Ayrıca, işitme sağlığı için düzenli olarak kulak muayenesi yaptırmak ve işitme testlerini takip etmek de önleyici önlemler arasındadır.

Yeni SSS


Diş ağrısının gece artmasının birkaç nedeni olabilir. Gün içinde dikkatimizi dağıtan şeyler varken, gece sessiz ortamda ağrıya daha çok odaklanabiliriz. Ayrıca, yatarken baş bölgesine kan akışı artar ve bu da dişlerdeki iltihaplanmayı şiddetlendirerek ağrıyı artırabilir. Diş gıcırdatma gibi uyku ...


Uyutmayan diş ağrısı genellikle şiddetli bir iltihaplanma, diş apsesi, sinir tahrişi veya ilerlemiş bir çürük nedeniyle oluşur. Gece saatlerinde ağrının artmasının başlıca nedeni, uzanırken başın kan dolaşımının değişmesiyle diş bölgesinde daha fazla baskı ve hassasiyet oluşmasıdır. Bu tür bir ağ ...


Diş ağrısını en hızlı kesen yöntemlerden biri soğuk kompres uygulamaktır. Soğuk, bölgedeki şişliği azaltır ve ağrı sinyallerini uyuşturarak acıyı hafifletir. Ayrıca, reçetesiz satılan ibuprofen veya parasetamol gibi ağrı kesiciler de hızlı bir rahatlama sağlayabilir. Tuzlu su gar ...


Kadınlarda apandisit belirtileri, erkeklere benzer olsa da bazen kadınların üreme organları ile karışabilecek belirtiler gösterebilir. Bu durum, doğru teşhis koymayı zorlaştırabilir. Tipik belirti, göbek çevresinde başlayıp karnın sağ alt tarafına yerleşen şiddetli ağrıdır. Bu ağ ...


Apandisit patlaması veya perfore apandisit, tedavi edilmeyen apandisitte iltihabın ilerleyerek apandisitin yırtılması durumudur. Bu durum, iltihabın karın boşluğuna yayılmasına neden olarak ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Apandisit patlaması, tedavi edilmeye ...


Çocuklarda apandisit belirtileri erişkinlerden farklılık gösterebilir ve teşhis edilmesi daha zor olabilir. Çocuklar ağrılarını net bir şekilde tanımlamakta zorlanabilir ve apandisitin tipik belirtileri her zaman belirgin olmayabilir. Çocuklarda apandisit belirtileri yetişkinlerd ...


Evet, Siprogut kulak damlası, aile hekimi tarafından yazılabilir. Ancak, herhangi bir ilaç reçetesi yazmadan önce, doktorun hastanın durumunu değerlendirmesi gerekmektedir. Ai ...


Evet, Siprogut damla bir antibiyotiktir. İçeriğinde polimiksin B ve neomisin gibi antibiyotikler bulunur. Bu antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkilidir ve özellikle kulak yolundaki enfeksiyonların tedavisinde kulla ...


Siprogut göz damlası, gözdeki bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir antibiyotik ilaçtır. İçeriğinde polimiksin B ve neomisin gibi antibiyotikler bulunur, bu bileşenler bakterilerin büyümesini engeller ve enfeksiyonların yayılmasını durdurur. Ayrı ...


Siprogut kulak damlası doktor farklı bir şekilde önermediyse kulak kanalına yetişkinlerde günde 2 kez 4 damla, çocuklarda ise günde 2 kez 3 damla uygulanır. Gereken durumlarda, özellikle ciddi enfeksiyonlarda veya doktor önerisiyle, ilk uygulama iki katına çıkabi ...


Herkes apandisit olabilir. Ancak apandisit daha çok 20’li ve 30’lu yaşlardaki kişilerde görülür. Evde, apandisit olup olmadığınızı anlamanıza yardım edecek bir kaç bulgu vardır. “Zıplama testi” gibi apandisit olup olmadığınız konusunda şüphe uyandırabilecek evde yapabileceğiniz b ...


Evde apandisit testi mümkün değildir, böyle bir şey yoktur. Ancak bazı belirtiler apandisitten şüphelenmenize yol açabilir. Göbek çevresinde başlayıp sağ alt karnınıza yayılan ve hareketle, dokunmayla şiddetlenen karın ağrısı; bulantı, k ...


Kardiyo mu ağırlık mı daha hızlı zayıflatır? sıkça sorulan bir sorudur. Kilo vermek isteyen birçok kişi için egzersiz seçimi önemli bir sorudur: Kardiyo mu yoksa ağırlık antrenmanı mı daha etkili? Kardiyo, hızlı kalori yakımıyla ön plandayken, ağırlık antrenmanı kas kütlesi oluşt ...


Apandisit ağrısı başlangıçta göbek çevresinde veya orta karında hafif bir rahatsızlık olarak başlar, ancak daha sonra genellikle sağ alt karın bölgesinde yoğunlaşır. Saatler içinde ağrı sağ alt karına kayar ve genellikle burada şiddetlenir. Özellikle göbek ile sağ kasık arasındak ...


Apandisit ağrısı genellikle önce göbek çevresinde hafif bir rahatsızlıkla başlar ve saatler içinde sağ alt karın bölgesinde odaklanırak şiddetlenir. Bu ağrı, hareket etmek, öksürmek veya bölgeye dokunmakla daha da kötüleşebilir. Sürekli bir karaktere sahip olan ağrıya genellikle ...