Böbrek kanseri ilk nereye metastaz yapar?

Böbrek kanseri (böbrek tümörü) metastaz yapabilen yani başka organlara yayılabilen bir kanser türüdür.  Böbrek kanser hücreleri böbrekten çıkarak başka organlara yayılabilir. Böbrek kanserinin en sık metastaz yaptığı yer akciğerlerdir. Böbrek kanserinin sıklıkla metastaz yaptığı yerler aşağıdadır;  

  1. Akciğerler: Böbrek kanserinin en sık metastaz yeri akciğerlerdir. 

  2. Kemikler: Böbrek kanseri, kemiklere yayılabilir. Bu kemikler sıklıkla omurga, kalça, kaburga ve uyluk kemiği gibi büyük kemiklerdir.

  3. Karaciğer: Böbrek kanseri, karaciğere de metastaz yapabilir. 

  4. Beyin: Böbrek kanseri, beyne metastaz yapabilir. Beyin metastazı, baş ağrısı, zihinsel değişiklikler, denge sorunları gibi belirtilere neden olabilir.

  5. Lenf bezleri: Böbrek kanseri, etraftaki  lenf bezlerine yayılabilir.

Böbrek kanseri bunlar dışında başka bölgelere de sıçrayabilir.  Metastaz, her hasta için farklı olabilir. Böbrek kanseri metastazını değerlendirmek için tomografi, MR gibi bazı görüntüleme yöntemleri kullanılır. 

Bunlar da ilginizi çekebilir


Böbrek kanseri nereye sıçrar?

Böbrek kanseri en sık akciğerlere sıçrama yapar. Başka organa sıçramış olan böbrek kanserine metastatik böbrek kanseri denir. Böbrek kanseri en çok kan yoluyla akciğerlere metastaz yapar. Böbrek kanseri akciğerlerden sonra daha az sıklıkla karaciğere, kemiklere, böbrek üstü bezlerine, beyine ve lenf bezlerine de yayılabilir. 

Böbrek kanseri kan tahlilinde çıkar mı?

Böbrek kanseri kan tahlilinde çıkmaz. Kişinin böbrek kanseri olduğunu düşündüren bir kan tahlili yoktur. Ancak böbrek kanserinin ileri evrelerinde, hastalığa bağlı olarak kansızlık görülebilir. Tam kan sayımı ya da hemogram adı verilen testte, genellikle böbrek kanseri olan kişilerde kansızlık (anemi) tespit edilir. 

Böbrek kanseri vücuda yayılır mı?

Böbrek kanseri tedavi edilmezse yayılır yani metastaz yapar. Böbrek kanserinin en sık yayıldığı organ ise akciğerdir. Ayrıca karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi, beyin ve lenf düğümlerine de yayılabilir. Tümör ne kadar büyükse yayılma riski de o kadar artar.

Parsiyel nefrektomi ne demek?

Parsiyel nefrektoımi, böbreğin bir kısmının çıkarılması anlamına gelir. Böbrek kanseri tedavisinde uygulanan bir cerrahi işlemdir. Bazı böbrek kanseri hastalarında böbrekteki tümör dokusu ve etrafındaki bir miktar sağlam doku çıkarılır. Buna parsiyel nefrektomi adı verilir. Parsiyel nefrektomide böbrek tamamen alınmadığı için bu işleme  “nefron koruyucu” veya “böbrek koruyucu” cerrahi olak da bilinir.  Parsiyel nefrektomi üç şekilde uygulanabilir. Bunlar açık ameliyat, laparoskopik ve robotik yöntemlerdir. Robotik cerrahi ve laparoskopik cerrahi kapalı olarak uygulanır. 

Böbrek kanseri evre T3 ne demek?

Böbrek kanseri evre T3 dendiğinde, tümörün böbrek ana toplayıcı damarlara, böbreküstü bezine veya böbreği saran yağ tabakasına yayıldığı, ancak böbreği endışraıdan saran ve Gerota fasyasını aşmadığı anlaşılır. Evre T3 böbrek kanseri kandi arasında 3 alt gruba ayrılır. Bunlar; 

  • T3a: Tümör böbreğin toplardamarını (renal ven) veya onun alt dallarını veya böbrek etrafı ve/veya renal sinüs yağlı dokuyu tutmuştur.

  • T3b: Kanser böbrek dışına çıkmıştır ve ana toplayıcı damarı diafragma altına kadar olan bölümde tutmuştur.

  • T3c: Tümör vena kavayı diafragma üstüne kadar tutmuş veya ana toplayıcı damarın (renal ven) duvarını tutmuştur.

Parsiyel nefrektomi sonrası cerrahi sınır pozitifliği

Parsiyel nefrektomi sonrası cerrahi sınır pozitifliği durumunda nasıl bir yol izlenmeli, ne yapılmalı konusu merak edilmektedir. Parsiyel nefrektomi, böbrek kanseri tedavisinde uygulanan bir tedavi yöntemidir. parsiyel nefrektomi, tüm böbreğin değil, sadece böbrekteki kanserin alınması işlemidir. Cerrahi sınır pozitifliği ise, geride tümör hücresinin kaldığı anlamına gelir. Parsiyel nefrektomi yapılan ve patoloji sonucunda cerrahi sınır pozitifliği, lenfovasküler ve perinöral invazyon olan hastalarında tümör nüksü daha sık görülür. Ancak parsiyel nefrektomi sonrası cerrahi sınır pozitifliği olan ve olmayan hastalar karşılaştırıldığında iki grup arasında genel sağkalım açısından bir fark yoktur. Bu nedenle, parsiyel nefrektomi sonrası cerrahi sınır pozitifliğinde, yeniden parsiyel nefrektomi, kalın böbreğin alınması (radikal nefrektomi) ve ablasyon tedavileri yerine aktif izlem yapılması uygun bir seçenektir. 

Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC8771139/

T1 böbrek tümörlerinde parsiyel nefrektomi mi, radikal nefrektomi mi?

T1 böbrek tümörlerinde, parsiyel nefrektomi radikal nefrektomi ile benzer onkolojik sonuçlar sağlar.T1 böbrek tümörü, böbreğin içinde olan ve büyüklüğü 7 cm veya daha küçük olan tümör anlaşılır. Parsiyel nefrektomi, böbreğin sadece tümörlü kısmınınn alınması, radikal nefrektomi ise böbreğin tümör ile birlikte tamamının alınmasıdır. 

Böbrek kanseri ameliyatında böbrek üstü bezi alınır mı?

Her böbrek kanseri ameliyatında böbrek üstü bezi alınmaz. Böbrek üstü bezi, böbreklerin hemen üzerinde  bulunan küçük organlardır. Buradan bazı hayati hormonlar salgılanır. Böbrek kanseri, böbreğin alt ucu, ortası ya da üst ucu gibi değişik bölgelerinde olabilir. Üst uçta olan böbrek tümöründe bile, eğer radyolojik olarak böbrek üstü bezi tutulumu yoksa böbrek üstü bezi alınmaz. 

Böbrek kanserinde Fuhrman derecelendirmesi (grade) nedir?

Fuhrman derecelendirmesi, böbrek ürmörleri için geçerli bir derecelendirmedir. Tümör nedeniyle böbreğin tamamı ya da bir kısmı alınabilir. Bazen böbrekteki kitleden biyopsi alınarak incelemeye gönderilir. Mikroskop altında yapılan patolojik incelemede, böbrek kanser hücrelerinin normal bir böbrek hücresine ne kadar benzediği araştırlır. Buna göre hücreler 1'den 4'e kadar derecelendirilir.

  • Fuhrman 1. derece böbrek hücreli kanserde kanser hücresi, normal böbrek hücresine çok benzer. Bu kanser hücreleri genellikle yavaş bölünür, yavaş çoğalır yani kanser daha yavaş ilerler.
  • Fuhrman 4. derece böbrek hücreli kanserde kanser hücresi, normal böbrek hücresine göre oldukça farklı bir yapıdadır. Bu kanser hücreleri çok daha hızlı çoğalır ve daha kötü seyreder.

Fuhrman derecesi ne kadar yüksek olursa böbrek kanseri de o kadar hızlı ilerler.

Kaynak: https://www.kanser.org/

Yeni SSS


Erkeklerde HPV aşısı, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından önemli bir koruma sağlar.  HPV Aşısının Erkeklerdeki Önemi: Kanser Koruması: HPV, hem erkeklerde hem de kadınlarda kanser ...


Gardasil, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonlarına karşı koruma sağlayan bir aşıdır. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüs grubudur ve bazı türleri rahim ağzı kanseri, anal kanser, genital siğiller ve diğer kanse ...


Lateral malleol kırığı, ayak bileğindeki dış kemik olan lateral malleolün (ayak bileğinin dış tarafındaki çıkıntı) kırılmasıdır. Bu tür kırıklar genellikle travma, burkulma veya düşme gibi olaylar sonucu meydana gelir. Lateral malleol, fibula adı verilen bacağın dış kemiklerinden ...


İskemik gliozis, beyindeki kan akışının azalması veya kesintiye uğraması sonucu oluşan hasara (iskemi) karşı, beyin destek hücrelerinin (glial hücreler) verdiği tepki sonucu oluşan bir tür skar dokusunu ifade eder. İskemi: Beyindeki be ...


İstanbul algoloji doktorları, anesteziyoloji ve reanimasyon, nöroloji veya fizik tedavi ve rehabilitasyon gibi bölümlerde uzmanlaşmış doktorlardır. Bu doktorlar, ağrı tedavisi konusunda ek eğitim alarak algoloji (ağrı tedavisi) uzmanı olurlar. ...


Proloterapi, kronik kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında kullanılan enjeksiyon bazlı bir tedavi yöntemidir. Temel amacı, zayıflamış, hasar görmüş veya dejenerasyona uğramış bağları, tendonları ve eklemleri güçlendirerek ağrıyı azaltmak ve fonksiyonu iyileştirmektir. ...


YNSA (Yamamoto New Scalp Acupuncture), Japon bilim insanı Dr. Toshikatsu Yamamoto tarafından geliştirilmiş bir mikrosistem akupunktur yöntemidir. Geleneksel Çin tıbbındaki vücut akupunkturundan farklı olarak, YNSA kafa derisindeki (skalp) belirli noktalara odaklanır. Bu noktaların vücudun farklı ...


İstanbul nöral terapi doktorları, genellikle aşağıdaki uzmanlık alanlarına sahip doktorlardır.  Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanları: Nöral terapi, en sık fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları tarafından uygulanan bir yöntemdir. Bu uzmanlar, sinir sistemi ...


Scheuermann kifozu, omurganın üst kısmında, yani sırt bölgesinde, aşırı bir kamburluğa neden olan bir durumdur. Normalde omurga hafif bir eğriye sahipken, Scheuermann kifozunda bu eğri belirginleşir ve sırt kambur görünür. Genellikle ergenlik döneminde başlar ve büyüme tamamlandığında durur. ...


Transözefageal Ekokardiyografi (TEE), kalbin yapısını ve fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Normal ekokardiyografiden (EKO) farklı olarak, TEE'de ultrason probu yemek borusundan geçirilir. Yemek borusu kalbin hemen arkasında yer aldığı için ...


Damar yoluyla demir tedavisi (intravenöz demir tedavisi), demir eksikliği anemisi olan ve ağızdan demir takviyesi alamayan veya bu tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda kullan ...


Kimyasal gebelik, döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesine rağmen sağlıklı bir şekilde gelişemeyip çok erken dönemde düşük ile sonuçlanan bir durumdur. Genellikle gebeliğin ilk 5 haftasında meydana gelir ve birçok kadın bu durum ...


Mol gebeliği (üzüm gebeliği), nadir görülen ve anormal bir gebelik türüdür. Normalde döllenmiş yumurta, embriyo ve plasentayı oluştururken, mol gebeliğinde plasenta a ...


Miyopatik sinyal saptanmadı ifadesi, yapılan tetkiklerde (muhtemelen EMG veya MR gibi) kaslarda herhangi bir hasar veya işlev bozukluğu belirtisine rastlanmadığı anlamına gelir. Miyopati, kas liflerinin çeşitli nedenlerle (genetik, iltihabi, ...


C6-C7 düzeyinde korda bası, boyun omurlarınızın C6 ve C7 numaralı omurları arasındaki disk fıtıklaşmasının omuriliğinize baskı yaptığı anlamına gelir. Omurilik, beyinden gelen sinirlerin geçtiği ve vücudun çeşitli bölgelerine dağıldığı çok önemli bir yapıdır. Bu nedenle ...