Kalp damar cerrahi neye bakar?

Tuzun kimyasal yapısında sodyum ve klor elementleri bulunur. Tuz vücudun en önemli sodyum ve klor kaynağıdır. Sodyum ve klor,  vücut için çok önemli olaylarda görev alır. Ancak gereğinden fazla tuz tüketmek, bazı sağlık sorunlarına neden olur. Bunlardan bazıları şunlardır; yüksek tansiyon, vücutta sıvı toplanması (ödem), böbrek hastalıkları, felç (inme), kalp krizi, damar hastalıkları, epileptik nöbetler (sara krizi). 

Kalp kapak hastalıklarının belirtileri, hasta kapağa göre değişir. Aort, mitral ve trikuspit kapakların darlık ve yetmezlikleri durumlarında farklı belirtiler ortaya çıkabilir. Kalp kapak hastalıklarının en sık görülen belirtileri şunlardır; 

• Nefes darlığı
• Çarpıntı
• Çabuk yorulma
• Halsizlik
• Ellerde ve dudaklarda morarma
• Bacaklarda şişlik

Mitral kapak prolapsusu, mitral kapağın çökmesi ya da sarkması demektir. Mitral kapak, kalbin sol kulakcığı ile sol karıncığı arasında bulunan bir kapaktır ve iki yaprakçıktan meydana gelir. Akciğerlerden sol kulakcığa gelen kan, mitral kapak içinden geçer ve sol karıncığa ulaşır. Mitral kapak prolapsusu, toplumda sık görülen bir durumdur.  Daha çok genç kadınlarda görülür. 

Açık kalp ameliyatı sonrası dönem, hastalar için en sıkıntılı olan dönemdir. Açık kalp ameliyatından yaklaşık 7 hafta sonra hasta ayağa kalkmaya başlar. Bu sürede hasta mutlaka sırt üstü yatmalıdır. Hasta yanına dönmemelidir. Çünkü bu durum göğüs kemiğinin açılmasına neden olabilir. Göğüs kemiği iyice kaynayıncaya kadar, ayağa kalkarken çok sert hareketler yapılmamalı, kuvettli bir şekilde öksürmekten kaçınılmalıdır. Açık kalp ameliyatının en sıkıntılı yönü, iyileşme döneminin uzun sürmesidir. Ancak hastanın yukarıdaki husulara dikkat etmesi bu iyileşme sürecini hızlandırır. Açık kalp ameliyatı, koroner damar hastalıkları, kalp kapak hastalıkları, doğuştan olan kalp hastalıkları, kalp tümörleri ve aort damar hastalıklarında kalp damar cerrahisi doktorları tarafından uygulanan bir ameliyat türüdür. 

Kalbe iyi gelen, kalp hastalıkları riskini azaltan ve kalp sağlığı için tüketilmesi tavsiye edilen yiyecekler şunlardır;

• Biberiye, adaçayı, kekik gibi otlar.
• Omega-3 açısından zengin olan somon ve ton balığı.
• Sızma zeytin yağı.
• Ceviz
• Badem
• Soya fasülyesi
• Portakal
• Havuç
• Yulaf
• Arpa
• Keten tohumu
• Ispanak
• Kiraz
• Yaban mersini
• Yoğurt
• Acı biber
• Kahve

Kalp deliği, kalbin kulakçıkları veya karıncıkları arasında bulunan duvarın tam olarak kapanamaması sonucu oluşan doğumsal bir kalp hastalığıdır. Normal bir kişide, kalbin sağ tarafındak kirli kan ile sol tarafındaki temiz kan birbirine karışmaz. Kalbin kulakçık ya da karıncıkları arasında delik olması durumunda, kirli kan ile temiz kan birbirine karışır. Kalp deliği, tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini bozar ve bazı sıkıntılara neden olur.

Kalp deliği, erken çocukluk döneminde kendiliğinden kapanabilir. Ancak kalp deliği kendiliğinden kapanmaz ise tedavinin geciktirilmemesi gerekir. Eğer erken tanı ve tedavi yapılmaz ise, kalp deliği akciğer basıncında artışa ve kalp ritm bozukluklarına (aritmi) neden olabilir.

Kalbi delik olan bebek, çocuk ve yetişkinlerin dikkat etmesi gereken hususlar şunlardır; 

• Yorucu aktivitelerden kaçınmak,
• Hijyen kurallarına dikkat etmek,
• Hastalıklardan korunmak için beslenme ve uykuya dikkat etmek,
• Havalandırması kötü ortamlardan uzak durmak,
• Bulunulan ortamın çok sıcak ya da çok soğuk olmamasına dikkat etmek

Kalp deliğinin doğuştan olan ve sonradan olan olmak üzere iki nedeni bulunur. Doğumsal kalp deliği, kalbin sağ ve sol tarafını birbirinden ayıran bölmede oluşan ve doğumdan sonra normalde kapanması gereken ancak kapanmayan deliktir. Doğumsal olmayan kalp deliği ise kalp krizi sonrasında iki karıncık arasındaki duvarın zarar görmesi sonucu ortaya çıkan deliktir.

Bebeklerde kalp deliği belirtileri olmayabilir. Bebeklik döneminde kalp deliği, önemli bir belirti vermeyebilir ve belirtiler ancak erişkin dönemde ortaya çıkabilir. Ancak kalp deliği olan bebeklerde aşağıdaki belirtiler görülebilir;

• Meme emerken çabuk yorulma,
• Dudak çevresinde ve yüzde morarmalar,
• Yeteri kadar kilo alamama,
• Hızlı soluk alıp verme